18 Ekim 2010 Pazartesi

Kayakla Atlama Röportajları #3-Yüksel Özkavcı

"Burası kasıyor, msn var mı" röportajlarına bir yenisini eklemek için düğmeye basmakta geç kaldık azıcık. Bunun için siz okuyucularımızdan özür diliyoruz kayaklaatlama.blogspot olarak. Aslında hedef, her hafta bir röportajdı ama, hem kamp dönemi bayağı yoğun sporcularımızın, hem de niyetlenip yapamama durumu var çeşitli sebeplerden, malum. Ama neyse ki en sonunda iletişim kurabildik kamp dönemi sonunda kafilemizden birisiyle.




Yüksel Özkavcı, takımın Türk hocalarından. Bodrum, Muğla doğumlu bir kış sporu antrenörü, tam bir spor aşığı. Yazın su sporları, kışın da kar üzerinde yapılan neredeyse tüm kış sporlarını yapıyor, aynı zamanda bu sporların eğitmeni... Kışın kar, yazın su üzerinde hem spor yapıyor, hem de insanlara bu sporların keyfini aşılıyorken federasyon başkanımız Dr. Özer Ayık'tan gelen teklif sonrasında bir rüyasını gerçekleştirerek kayakla atlama camiasının içine girmiş Yüksel hoca. Şimdi hem keyif alıyor, hem de sporcular yetiştiriyor, bu kez milli takım için...

Hazır milli takım demişken; kamp dönemi çok tempolu devam ediyor, son olarak yine ufak bir Polonya kampı yapıldı, yeni dönüldü. Sonuç gayet iyi, gelişmeler tam istendiği gibi. Hedefe doğru koşaradım gidiliyor.

Kayaklaatlama.blogspot olarak, Yüksel hocaya hem takımın durumunu, hem de takım içi ilişkileri sorduk...

Kamptan yeni geldiniz, nasıl geçti son kamp?

Kamp çok iyi geçti. Takımın ilk madalyası da geldi. İrfan Çintimar kendi yaş grubunda 3. oldu, ki yarıştığı rakipler çok çok güçlüydü. Çok ciddi bir başarı aldık. Polonya yalnızca en üst düzeyde değil, aynı zamanda küçük yaş gruplarında da çok iyi durumda ve atlayanların çoğu Polonya sporcusuydu. Çok büyük bir sonuç...

Kampta hangi antrenörler vardı?
Tek Türk antrenör bendim. Diğerleriyse Sloven arkadaşlarımdı. Çok uyumlu bir ekibiz, gitgide birbirimize alışıyoruz zaten, çok iyi çalışıyoruz beraber. Böyle kamplardan gitgide daha fazla keyif alıyoruz.

Peki ilgi çekici bir durum var, SSK Menges takımı adına yarıştınız, bu nasıl oldu?

Yarışmalara katılabilmeniz için akredite olmanız gerekiyor, yani bir kulüp ismi belirtmelisiniz. Aksi takdirde yarışamıyorsunuz. Bildiğiniz gibi Türkiye'de hala bir kulübümüz yok, o yüzden organizasyon komitesine Menges'in ismini bildirdik. Zaten ilk antrenmanlarımızı da orada yapmıştık, artık hem oranın sporcuları hem de yetkilileriyle kardeş gibiyiz.


Türkiye'de kulüp yok dediniz, hala bir girişim yok mu bu kadar ciddi çalışmalara rağmen?

Burada hala daha tam farkında değil insanlar ne olup bittiğinin. Dediğiniz gibi, çok ciddi çalışmalar var, ancak hala bir girişim yok. O da olacak gerçi, başarılar gelmeye devam ettikçe o da olacak.
Örneğin Faik (Yüksel) ve Samet (Karta) FİS Cup'ta ilk 30'a girerek Continental Cup'a (dünya kupasının bir alt kademesi) katılmaya hak kazandılar. 2 ay önce Faik Yüksel İsveç'te FİS Cup'ta 7. oldu mesela yine. Kayak tarihine geçecek başarılar bunlar, ama hala ilgi beklenen seviyede değil. Düşünün, çocukların önünde yalnızca Continental Cup'ta ilk 30'a girmek kaldı, sonrası dünya kupası...

Hazır konusu geçmişken, takımlar tam olarak belli mi?
Örneğin Samet Karta'nın kuzey kombineye geçeceği konuşuluyordu, kış sporu takımların durumu nedir şu an?


Samet kayakla atlamada kalacak, önce onunla başlayayım. Ağır bir sakatlık geçirdi, toparlanıyor yeni yeni, son kampta da gayet iyiydi. Şu anda sadece Mustafa Öztaşyonar kuzey kombineye geçiyor. Onun dışında kuzey kombine takımı için Erzurum'da seçmeler yapılacak, o takımda daha fazla sporcu olacak yakın zamanda.


Asıl merak edilen konuya gelecek olursak, Universiade için hedefler nedir? Yarışacak sporcular belli mi?


Üniversitede okuyan sporcumuz yok bildiğiniz gibi. Ama FİSU'nun bazı esnek kuralları var. Düzenleyen ülkenin Üniversitede okuyan sporcusu yoksa 17 yaş ve üzerinden sporcular katılabiliyor. Yani Samet Karta kesin katılıyor. Ayrıca yine bu aralar federasyon yetkilileri FİSU ile görüşme halindeler, Faik Yüksel'in de yarışmalara katılabilmesi için çalışıyorlar. Dolayısıyla takım yarışlarına katılamıyoruz.
Zaten şunu belirtmeliyim, bizim ana hedefimiz Universiade değil. 2012 Erzurum Dünya Gençler Şampiyonası ve Soçi Olimpiyatları bizim asıl hedefimiz. Ancak yine de iyi bir performans bekliyoruz Universiade'da yarışacaklardan.

Birçok kampa gidiyorsunuz takım olarak. Oldukça fazla ülke geziyorsunuz, yine sizinle birlikte antrenman yapan ülkeler de var kamplarda. Diğer ülkelerle ilgili izlenimleriniz neler?

Hep aynı dönemlerde antrenman yaptığımız için sürekli iletişim halindeyiz diğer ülkelerin antrenörleriyle. Bizim seviyemizde çalışan antrenörler ile neredeyse her kampta birlikteyiz. Şunu söyleyebilirim ki, antrenman teknikleri ya da sporcu kaliteleri arasında pek fark yok. En büyük sorun şu ki; Finlandiya, Norveç, Polonya vb... ülkelerde kış sporu kültürü çok fazla, seçenekler çok. Örneğin bugün Fin yetkililer aradı, kesinlikle 6 sporcu ile geleceklerini söylediler. Onların kimler olacağı belli değil tabii, o dönemde en formda kim varsa o 6 sporcu gelecek. Bizde bu kadar geniş bir rotasyon yok. Tabii biz onlarla kıyaslarsak, işin başındayız.


Erzurum'daki rampalar tamamlanıyor artık yavaş yavaş, kimler atlayacak kulelerden ilk olarak, belli oldu mu?

Tabii ki, yakın zamanda belirlendi kimin hangi kuleden atlayacağı. 125m'den Faik Yüksel, 95m'den Samet Karta, 60m'den İrfan Çintimar ve Ayberk Demir. Aynı zamanda açılış için dünyaca ünlü bir sporcu da düşünülüyor. Şu an o kadar çok açılışa gelmek isteyen var ki...



Biraz da spor dışına dönelim, sporcularla olan iletişiminiz nasıl?

Ben aslında antrenörlüğü fazla düşünmüyordum. Yani teklif gelmeden önce de gayet mutluydum halimden, kışın kayak ve snowboard antrenörlüğü, yazın da su kayağı, diving, parasailing gibi sporları yapıyordum. Federasyondan teklif gelince çok fazla düşündüm açıkçası. Ama başkanımız Özer Ayık'ın yeri ayrıdır zaten hepimizde, biraz da onu kıramadık diyebilirim.
Ardından hem federasyonun bize verdiği imkanları, hem de sporcuların gözlerindeki ışığı görünce çok fena daldık derinlere. Zaten çok zevkli spor, insan başlayınca kolay kolay bırakamıyor. Önceleri ders aldığımız, seminerlerde ders veren hocalarımızın sporcularıyla olan ilişkilerine öykünürdük, şimdi bizim de öyle öğrencilerimiz var. Çok çok mutluyum diyebilirim.
Birçoğu geldiğinde çok fazla konuşmayan, şimdikinden çok farklı, durağan çocuklardı. Her antrenmanda İngilizce öğrettik, kitaplar okuttuk onlara... Sadece sportif anlamda değil, hayatlarında da işlerine yaracak şeyleri öğretmeye çalışıyoruz. Şimde hepsi ilk geldikleri günden çok daha farklılar. Biz öğrettikçe onlar öğrenmek istiyor, onlar öğrendikçe biz daha da şevkleniyoruz.
Bir sonraki kamp yerinizi öğrenebilir miyiz?
Sevinçle söyleyebilirim ki artık hazır olan yeni tepelerimizden atlayacağız... Erzurum artık hazır, ayın yirmisinde Erzurum'da kampa başlıyoruz.

Hocam son olarak da bu seneki dünya kupası favorilerinizi alabilir miyiz?
Bu seneki favorilerim Simon Ammann ve Kamil Stoch.

Bu keyifli söyleşi için bize vaktinizi ayırdığınız için teşekkür ederiz...
Ben teşekkür ederim.


Söyleşi: Eren Yağlıcı
Yazı: Ozan Sülüm

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder