31 Aralık 2015 Perşembe

Oberstdorf | Kapıkulu Freund

Türkiye'nin bir ucunda durmak bilmeden yağan kar yüzünden bizim metal kuş biraz gecikti. Eh madem bulduk fırsatı, Dört Tepe'nin ilk ayağındaki tartışmalara müdahil olalım. Eskimeye yüz tutan 2015'in son saatlerinde dahi blog yazısı yazabiliyoruz, kıymetimizi bilin :)

Yarışı maalesef canlı takip edemedim, ancak hemen sonrasında kopan fırtınadan derhal haberim oldu. Ozan canlı yayında ufak çaplı bir sitemde bulunmuş, facebook kayakla atlama grupları, özellikle de Slovenler isyan etmiş, Almanların yıllar sonra gelen Oberstdorf zaferi maalesef şaibeli bir hal almıştı. Yarışın tekrarını izleyinceye kadar hiçbir yorum yapamadım, çünkü resmi yarış sonuç listesine bakarak yorum yapmanın çok da bir anlamı yoktu. Neredeyse tüm yarış boyunca rüzgar arkadan esmiş olarak görünüyordu.

Yarış tekrarını seyrettikten sonraki tespitlerime gelirsek, ilk kapı değişimi iniş bölgesindeki rüzgar dengesizliğinden yapılmış, onda herhangi bir sıkıntı yok. Sonrasında Hayböck'ün atlayışından önce rüzgar karşıdan esmeye başlamış, yetkililer hemen kapı düşmüşler; ki normalde kapı düşme kararından emin olmak için bir kişiyi o rüzgarda atlatırlardı, o atlayan da uçar giderdi. Örnek vereyim, bu kapı rüzgar faktörü işleri henüz yokken yarış direktörünün alabileceği en büyük önlem atlayışlara ara vermekti. 2009 yılında yine Oberstdorf'ta yapılan kayakla uçma ayağında ilk turun sonuna doğru şartlar o kadar kötüleşmeye başlamıştı ki, hem kar yağışı hem de dengesiz rüzgar işleri tam anlamıyla çorba etmişti. Verilen her aradan sonra karşıdan rüzgarı yakalayanlar inanılmaz dereceler elde ederken (ki o gün ikinci turda Harri Olli tarafından 225,5 metre ile paramparça edilen tepe rekoru halen kırılamamıştır), ilk turda en son atlayışı yapacak olan Schlieri'den evvel yarış durmuş, her aradan sonra iyi koşullarda atlayanlar bir türlü yere inmezken bahtsız Schlieri felaket bir rüzgara yakalanıp 6. Sırada kalmıştı. (Evet, o dönemde 6.'lık Schlieri için tam bir kabustu)

Hülasa, Hayböck'ten evvel kapı düşme kararı da bence doğru. En iyi iki atlayış arka arkaya burada olmuş zaten, Hayböck ve Freund, kapılar 10 ve 9) Sonrasında Fannemel atlamadan önce rüzgar yön değiştirmiş ve bu esnada kapıyı yukarı çekmemişler, bu gecikme de ona patlamış. Ancak bunda da hakemlerin çok kabahati yok diye düşünüyorum, yeşil ışık yandıktan sonra sporcu kayana kadar geçen 2-3 saniyede bile rüzgar dönmüş olabilir. Bu da tamamen şanssızlık. Son üç atlayışın 12. kapıdan yapılması biraz adaletsiz olmuş, rüzgar değerlerine bakarsak 1-2 kapı daha çıkılabilirmiş diyorum şu anda.

Esas olay bence şu: Normalde bazı dünya kupası ayaklarında rüzgar nedeniyle direkt düşük kapıdan başlatırlar ve yarış boyunca sporcular hesaplama çizgisini zor bulur. Sürekli olarak kayakla atlama takip eden seyirciler ne kast ettiğimi çok iyi anlamıştır. Bu sefer direktör ve ekibi muhtemelen demişler ki "O kadar düşük kapıdan başlamayalım, keyifli bir yarış olsun, bir değişiklik olursa anında müdahale ederiz". Fena da iş çıkartmamışlar. En çok Domen Prevc ile Fannemel'e vurmuş talihsizlik, Freund ile Hayböck de karşıdan esen rüzgarı iyi yakalamış şanslarına. Sık kapı değişimi konsantrasyonunu bozmadıysa Peter Prevc adil koşullarda atlamış diyebilirim, 12 yerine 13 ya da 14'ten atlasa süper adil olurdu ama bu şartlarda şans hakemlerden daha çok etkili olmuş gördüğüm kadarıyla. Hatta eklemeden geçmeyim, Hayböck atlamadan önce rüzgarın döndüğünü fark edip direkt olarak kapı düşmeleri çok çok başarılı bir karar. Hayböck'ten sonra Freund var, o atlamadan hemen önce onuncu kapıda kalabilecekken bir kapı daha inmişler. Onuncu kapıda kalsalar hiç kimse bir şey diyemezdi, Freund da 2-3 metre daha uçabilirdi. Yapılan kapı değişimlerinde kötü niyet olmadığına kanıt olabilir bu da.

Dedikoduların yönü ne olursa olsun Prevc de Freund da gayet güçlü görünüyor şu anda. Garmisch - Partenkirschen'de işin rengi biraz daha belirginleşecektir. 2015'in son anlarında biçare bir şekilde uçağımı beklemeye devam ediyor, bu saçma süreçte herkese harika bir 2016 diliyorum. :)

28 Aralık 2015 Pazartesi

Dört Tepeler || Schattenberg, Oberstdorf



Oberstdorf'taki tesiste HS137m'lik geniş tepe ve HS106m'lik normal tepenin yanı sıra üç de küçük plastik kaplı tepe bulunuyor ama bizim mevzumuz geniş tepe.

Tepeyle alakalı sayısal bilgilere geçmeden biraz Oberstdorf ve kayakla atlama kulelerinin tarihine göz atalım.

Bavyera Alpleri'nin eteğinde yer alan bu tesis, 1953'ten bu yana Dört Tepe Turnuvası'nın açılış ayağına ev sahipliği yapıyor.

Oberstdorf'taki kayakla atlama tarihi 1909lar'a kadar uzanıyor. İlk tepe rekoru ise Bruno Biehler'e ait; 22m. Ancak atlayışlar doğa örtüsünün parçası olan bir tepecikten yapılıyordu o zamanlar. Rampa uzunluğunun kısacık olması yetmezmiş gibi sürekli olarak da güneş ışığına maruz kaldığından hiç de ideal değildi şartlar. Hal böyle olunca Oberstdorf kayak kulübü ve sporla alaklı diğer merciler dağın eteklerine, Oberstdorf'un en doğusuna yeni bir tesis yapmaya karar vermişler.

1925 yılında açılan bu yeni tesis dağın gölgesinde konumlandırılmış ve Hans Schwendiger tarafından tasarlanmıştı. 1930'da Almanya Ulusal Şampiyonası'na, 1936'da ise Garmisch-Partenkirchen'de yapılacak olan Kış Olimpiyatları'nın elemelerine ev sahipliği yaptı. İkinci Dünya Savaşı'nda yıkılan kuledeki son atlayış 1941 yılında gerçekleşti. Yeniden yapılan tepe 1 Ocak 1946'da tekrar açıldı. 4 Ocak 1953'te ise tarihte ilk defa Schattenbergschanze, Dört Tepe Turnuvası ayağına ev sahipliği yaptı.


Ancak yapılan iyileştirmelerle hesaplama noktası 70 metreye kadar genişletilse de tahta temelli bu kule gelişen spora ayak uyduramamaya başladı. 1973'teki Kayakla Uçma Dünya Şampiyonası'na ev sahipliği yapabilmesi için Heini Klopfer'e yeni bir tepe yaptırıldı; güçlendirilmiş betondan ve laminant ahşaptan yapılan yeni geniş tepe K115'e kadar genişletildi, normal tepe ise K56'ya çekildi.

1987'de Kuzey Kombine Dünya Şampiyonası için normal tepe K90m'ye kadar genişletilirken kuleler de güçlendirilmiş yapı malzemelerinden inşa edildi. 1997'de iki küçük (K19 ve K30) tepe daha tesise dahil edildi, geniş tepe için uygun bir taşıma sistemi getirildi. 2003 yılında yaklaşık €16m'luk bir yatırımla kuleler yenilendi, tribünler güçlendirilerek seyirci kapasiyesi 17.000'den 27.000'e çıkarıldı. 2011 senesinde ise eski 100m'lik normal tepe 106m'ye genişletildi.

İşin tarih kısmını çok uzattık, her zamanki sayısal verileri verip toparlayayım artık postu. Doğa Ana'nın gazabından uzak, heyecanlı bir Dört Tepe olsun.

Schattenbergschanze (HS 137)
Yapım Yılı:2003
Start
Kule Yüksekliği:44 m
Uzunluk:108 m
Rampa hızı:91.4 km / h
Çıkış
Yükseklik:3.38 m
Uzunluk:6.5 m
Uçuş
Tepe Mesafesi137 m
Hesaplama Çizgisi120 m
Jüri Mesafesi137 m
Tepe
Kulenin toplam uzunluğu:140 m
Yapının toplam uzunluğu:274.5 m
Tepe Rekoru:143.5 m - Sigurd Pettersen 29,Aralık 2003

(via Umut Bulut) 

21 Aralık 2015 Pazartesi

Röportaj | Juliane Seyfarth

Blogumuz uzun süredir maalesef sessiz sayılır. Twitter üzerinden güncel haberleri paylaşmaya devam etsek de burayı biraz boşlamış gibi olmak hepimizin içinde bir yara. Bu yaraya ufak da olsun bir pansuman gerek derken blogumuza özel bir röportaj fırsatı yakaladık ve tabii ki anında değerlendirdik. Karşınızda kadınlarda Alman Milli Takımı'nın yükselen yıldızı Juliane Seyfarth!

Sertan: Kayakla atlama tarihinin ilk kadın sporcularından biri olmak nasıl bir duygu? Kendinizi bu sporun öncülerinden biri olarak addeder misiniz?


Juliane: Kadınlar kayakla atlamasının uzun yıllardır içinde bulunmak elbette güzel bir his. Ancak kendime bu sporun öncülerinden biri demezdim.

Sertan: Tarihin ilk FIS Gençler Dünya Şampiyonası’nda birinci olarak kariyerine müthiş bir başlangıç yaptın. (Kranj 2006) Bu başarı, kariyerinin ilk yıllarında üzerinde bir baskı oluşturdu mu?

Juliane: Tarihin ilk Gençler Dünya Şampiyonası’nda altın madalya almış olmak her zaman aklımın bir köşesinde olacak. Tabii ki o şampiyonadan sonra en üst seviyede atlayışlar yapacak seviyede olmak istedim, ama iniş çıkışlar her zaman oluyor. Sporun doğasında bu var.

Photo Credit: http://www.berkutschi.com

Sertan: Sochi 2014’te milli takım arkadaşın Carina Vogt tarihin ilk kadınlar kayakla atlama olimpiyat altınını kazandı. Bu müsabakayı seyrederken neler hissettin? (Seyrettiğini varsayıyorum J) PyoengChang 2018 ile ilgili neler düşünüyorsun?

Juliane: Bu şampiyonluğu bir Almanın kazanmış olması gayet güzel. 2018 Olimpiyat Oyunları’nda olmayı ve orada iyi bir sonuç almayı umuyorum.

Sertan: 2015 yılında bir sıçrama yaptın ve güzel ilk on dereceleri kazandın. Bu sezon ilk Dünya Kupası podyumunu elde edebileceğini düşünüyor musun?

Juliane: Evet, podyumda yer almak bu sezonki hedeflerimden biri.

Sertan: Şu anki en büyük amacın nedir?

Juliane: Şu anda rampadan çıkışlarım gayet iyi, ama kötü inişlerim yüzünden düşük puanlar alıyorum. Japonya’daki Dünya Kupası ayaklarına kadar bu konu üzerinde çalışmam gerekiyor.

Sertan: Kayakla atlama kariyerinden sonra ne yapmayı planlıyorsun?

Juliane: Şu anda uluslararası yönetim konusunda eğitim görüyorum, dolayısıyla muhtemelen buna yakın bir alanda çalışacağımı düşünüyorum.


Sertan: Geçtiğimiz ay Bild seninle bir röportaj yapmıştı. (Evet,  Alman tabloid basınını bile takip ediyoruz, hehe) Yazının başlığı “Bir ilişki için zamanım yok” idi. Genç, başarılı ve çekici bir sporcu olarak bu tarz “ilişki” sorularından sıkıldın mı?

Juliane: Şu anda bir erkek arkadaşım olsa bile bunu açıklamak istemem, çünkü benim için gizlilik gerçekten çok önemli. Neticede bir kayakla atlamacıyım, bu yeteri kadar medya önünde olmamı sağlıyor zaten.

Sertan: Peki neden makyajını hiç eksik etmiyorsun?

Juliane: Çünkü makyajı çok seviyorum!

Sertan: Johann Sebastian Bach ile aynı şehirde doğmuş olmak nasıl bir duygu?

Juliane: Bana hiçbir şey ifade etmiyor, çünkü artık orada yaşamıyorum ve orada yaşamamın üzerinden uzun yıllar geçti.


Sertan: Geçmişte Tom Hilde ile de yapmış olduğumuz eğlenceli bir bölüm vardı. (http://kayaklaatlama.blogspot.com.tr/2011/05/tom-hilde-soylesisi.html) Senin için on sözcük – kelime grubu seçtik, bunların sana çağrıştırdığı ilk şeyi söylemeni istiyorum. Hazır mısın?

Juliane: Elbette!

S: Kayakla Atlama
J: Sevgilim!
S: İlk atlayış deneyimin
J: Çok Heyecanlı
S: Kranj 2006
J: Büyük başarı
S: Kayakla uçma
J: Bir gün yapacağım
S: İdolün
J: Janne Ahonen
S: En iyi kayakla atlama arkadaşın
J: Andreas Wank.
S: Türkiye
J: İlginç bir ülke
S: Erkekler
J: Belki biri kalbimi çalar
S: Güzellik
J: Benim için önemli
S: Yakışıklı
J: Kedim  “Garfield”


Sertan: Juliane, içten yanıtların için "Danke Schön". Umarım bu sezon seni podyumda görebiliriz!

Juliane: Teşekkürler!