23 Şubat 2012 Perşembe

Primoz Peterka Röportajı

Slovenya'nın yetiştirdiği en başarılı sporculardan biri olan Primoz Peterka, Eurosport Türkiye'den Ozan Can Sülüm ve Ata Atay'ın sorularını yanıtladı.

2012 Kuzey Disiplinleri Dünya Gençler Şampiyonası'nda yarışlar, organizasyon ve sporcu listesi yeterince doyurucu gözüküyor ama sadece bu kadar değil. Geldiğimiz ilk günden beri, kafilelerinin başında Erzurum'a gelen efsanelerin peşindeydik, sonunda bugün birisini yakaladık.

Slovenya'nın yetiştirdiği en büyük sporculardan bir tanesi, 1996-1997 ve 1997-1998 sezonlarında dünya kupası şampiyonu olan, 1996-1997 sezonu dört tepe turnuvası şampiyonu, tarihin en büyük kayakla atlamacılarından Primoz Peterka'yı, Türkiye Kayakla Atlama Milli Takımı'nın Sloven antrenörlerinden Bine Norçiç sayesinde röportaja aldık. Her ne kadar ilk gün, “Yahu siz hiç merak etmeyin, ben ayarlayacağım Primoz'u” deyip sonradan “ya kaçırdık artık, yarın hallederiz” dese de bir gün rötarlı şekilde ayarladı röportajı sağolsun.

31 yaşındayken sporu bırakmaya karar verdiğinde herkes onun çok erken veda ettiğini düşünmüştü. Doğal olarak ilk sorumuz bu oldu kendisine.

“Zaten bırakmadan önce de çok fazla üst düzeyde değildi performansım. Aslında bir sezon önce bırakacaktım ama koçlarım biraz daha devam et, henüz toparlayabilecek kadar gençsin dediler. Yapamadım, zira onca yıllık ufak sakatlıklar yaş ilerledikçe iyice zorlamaya başlamıştı beni. Şampiyonluk kazanan bir sporcu olarak kötü performans göstermeye dayanamadım ve bırakmak istedim.”

Bırakır bırakmaz Slovenya Kadınlar Kayakla Atlama Milli Takımı'nın başına geçti Peterka. Herkes bunun daha önceden planlamış bir şey olduğunu sanıyordu şüphesiz, ki bizim sorumuz da bu yönde oldu. Cevap beklediğimizin dışındaydı aslında.

“Daha önce koç olmak hiç aklıma gelmemişti aslında. Zaten federasyondan böyle bir istek geldiğinde bayağı şaşırdım ne yalan söyleyeyim. Ancak kayakla atlamadan kopmamak bana iyi geldi, o yüzden çok mutluyum o teklif geldiği için.”

Bu sezon ilk kez düzenlenen Kadınlar Kayakla Atlama Dünya Kupası hakkında soru sormadan bırakamazdık Sloven efsaneyi. Zaten Primoz Peterka'dan önce konuştuğumuz Japon yarış direktörü Chika Yoshida da gelişime çok açık bir tur olduğunu, genç kızların müthiş bir potansiyele sahip olduğunu söylemişti. Primoz Peterka da hem takımından, hem de dünya kupasından umutlu. “Sadece bizim takım için söylemiyorum ama bütün kızların motivasyonu çok çok büyük. Özel bir iş yaptığımı düşünüyorum. Ben erkek bir sporcu olarak onların yaşındayken çok daha farklı bir vücut yapısına sahiptim, onlar çok daha farklı. Daha kısa mesafelerin gelmesi de bu yüzden zaten. Aslında insanlar kadınların vücut yapısına göre kendi limitlerini nasıl zorladıklarını görseler, erkekler dünya kupasından aldıkları zevki kadınlar dünya kupasından da alabilirler. Dediğim gibi, çok zor bir iş yapıyorum ama kızların kendi limitlerini nasıl zorladıklarını gördükçe herkese cesaret geliyor” diyor Peterka. Şüphesiz işler çok daha farklı kadınlar ve erkekler arasında bu sporda. Peki erkekler takımı?

“Bu konuda çok fazla konuşmak istemiyorum ama Goran Janus'un Matjaz Zupan'ın yerine gelmesi kurtardı takımı bence.” Neden diye sorduk ama orası da bana kalsın diye devam etti, “Artık daha iyi bir takımımız var. Peter Prevc gibi büyük bir yeteneğimiz var ve Robert Kranjec en iyi zamanında. Benim de parçası olduğum 2002 bronz madalyalı takımın seviyesine ulaşabilirler mi? Umutluyum. Geçen hafta ilk takım galibiyetini aldılar tarihteki, Soçi madalyası neden olmasın?”

Slovenya ile Türkiye arasında çok önemli bir ilişki var kış sporlarında. Kayakla atlama antrenörümüz Yüksel Özkavcı da zaten buna değinmişti bir sohbetimizde. Türkiye ve Türk antrenör arkadaşları hakkında ne düşündüğünü sorduğumuzda çok pozitif bir cevap geliyor Peterka'dan.

“Türkiye'de çok iyi arkadaşlarım var. Bine ile antrenörlüğümüz ilk dönemlerinde beraber çalışmıştık, şimdi Türkiye'de. Yine Yüksel ile de zaman zaman konuşuyoruz, ondan takımın durumunu öğreniyorum. Bence tesisleriniz çok güzel. Özellikle geniş tepe – gerçi hiç atlayış yapmadım ama – çok çok iyi gözüküyor, gelen raporlar da bu yönde. Yine dünyanın en ilginç (yapısal anlamda) ve zorlayıcı normal tepelerinden birine sahipsiniz. Çok yetenekli genç sporcularınız var ama kesinlikle hem insanların, hem de basının sabırlı ve ilgili olması lazım. Sabır var gibi gözüküyor ama ilgi konusunda sıkıntınız var...”


Tam üstüne bastı bu noktada işte. Bizim de “yaaa evet işte ama” diye ezilip büzüldüğümüzü, kendi basınımız adına hafif utandığımızı görünce “hiç sorun değil bence, 2002'deki Olimpiyat bronzu öncesine kadar sadece başarı odaklı bir basın vardı bizde de. O konu çok büyük sorun değil.”

Son olarak son dönemdeki Gregor Schlierenzauer ve Matti Nykanen karşılaştırmasını sorduk kendisine ama o topa pek girmek istemedi. E haklı da. İkisini de tanımış, ikisiyle de arkadaş olmuş biri için normal.

O kadar büyük başarılara, o kadar büyük bir kariyere rağmen sıfıra yakın egoya sahip bu güzel insanı bırakmayı hiç istemedik aslında ama hareket eden takım otobüsüne yetişmek için bizden izin isteyince çok da zorlayamadık. Giderayak dünya kupası ve Vikersund favorilerini sorduğumuzda ise dünya kupası şampiyonu olarak Anders Bardal'i görmek istediğini, onun hak ettiğini söyledi. Vikersund içinse Koch ve Kranjec'in onun en büyük favorileri olduğunu ve rekor beklediğini söyledi.

Fotoğraf isteğimizi de kırmadı, birer tane çektirdik. Daha fazlasını çektirirdik de, otobüsü kaçırıp bizim otelde mahsur kalacak diye zorlamadık. Gerçi bizim şikayetimiz olmazdı pek kendisiyle aynı otelde kalmaktan ya, neyse...

Ha unutmadan, röportaj için çok uğraşan milli takım antrenörümüz Bine Norçiç'e teşekkürler.

Eurosport - Ozan Can Sülüm - Ata Atay

3 yorum:

  1. harika keyifli röportaj için teşekkürler =))

    YanıtlaSil
  2. Çok keyifliydi, çok teşekkür ederiz :)
    Malysz röpotajını da dört gözle bekliyoruz :)

    YanıtlaSil
  3. Emeği geçen herkese teşekkürler... :))

    YanıtlaSil