Izmir’de düzenlenen 2005 Universiad Yaz Oyunları’nın ardından Üniversiteler arası kategoride ev sahipliği çalışmalarımız devam etti ve 2011’de yapılacak olan Universiad Kış Oyunları’nı almayı başardık. Tabii bunu Palandöken’le Kartalkaya’yla başarmadık. Erzurum’da oldukça büyük bir tesis kurulmaya başlandı. Kayakla atlama rampasından kayaklı koşu parkuruna kadar.
Tabii böyle bir tesise kavuşmaya başlayınca, Olimpiyatlar’ın junior kategorisi gibi olan Universiad’ın da kış oyunlarını alınca bizde de özellikle biatlon ve kayakla atlama konusunda takım çalışmaları hızlandırıldı.
Bu aslında çok mutluluk verici. Artık “çok geç” , “bir yerlere gelebilmek için en az 15-20 sene lazım” demek gereği dahî görmüyorum çünkü bundan dört beş sene önce kış sporlarında ciddi şekilde kendini veren insanlarla birşeylerin başlatılacağına ihtimal bile vermezdim.
Aslında bu bile ülke sporu olarak aslında ne kadar geride olduğumuzu gösteriyor. Almanya belki uç bir örnek olacak ama hadi “diğer sporu yerleştirmiş ülkeler” diyelim, turnuvaları alırken ellerinde var olanların sunumunu yaparak, biraz altyapıyı restore ederek turnuva evsahipliğine katılıyorlar.
Ama biz gelecek projelerin sunumuyla, devlet desteğinin bir anlamda teminatıyla (finansal anlamda) turnuvalar için ev sahipliği kovalıyoruz. Artık alışmak lazım ama, bu şekilde olacak gelişmeler. Umalım ki bu çabalar gereğini bulsun.
Bu kadar uzatmak yeter. Konumuz henüz çok genç olan Kayakla Atlama Milli Takımımız’la alakalı. Vasja Bajcfor, takımımızın koçu. Slovenyalı antrenörün yardımcısıyla Türkiye Kayak Federasyonu ve Türkiye’de Spor merkezli bir röportaj yapılmış; 28 yaşındaki Bine Norcic’le. Çok uzattık zaten, artık röportajı verelim.
Türkiye’de ne zaman çalışmaya başladın ve bu kararında ne etkili oldu?
Rok Benkovic’in eski antrenörü Ales Selak’la birlikte antrenörlüğünü yapıyoruz takımın. Buraya gelen yolumuz aslında üç sene önce Vesja Slovenya Milli Takımı’ndan ayrılınca başladı. Ben de o zamanlar Ari Nikkola ile birlikte B Milli Takımı çalıştırıyordum. Vasja da Slovenya’dan ayrıldıktan sonra Türkiye Kayak Federasyonu’ndan teklif almıştı. Ben de tıpkı Vasja gibi yenilikleri, farklı mücadeleleri seviyorum. Bu şekilde aldım kararı.
Başladığınız zaman Türkiye’de kayakla atlamanın durumu neydi?
Dürüst olmak gerekise kayakla atlamadan neredeyse haberleri bile yoktu. Evet, zaman zaman televizyonda izliyorlarmış ama sıfırdan başlamak gerekiyordu kayakla atlamaya; en başından. Oraya gittiğimizde önce detayları, kayakla atlamanın kilit noktalarını açıkladığımız bir sunum yaptık. Ardından bir seçime gttik, yaklaşık 100 kadar genç vardı. Ama aralarından sadece en iyi 15 kişiyi seçebildik çünkü antrenmanlar için Slovenya’ya gelmeleri gerekiyordu. Ve Slovenya sistemi de şansımıza genç atlayıcılarımızı kabul etti ve onları Slovenya’nın kupalarında yarıştırma fırsatımız oldu. Biraz daha yaşça büyük olanlar ise FIS Cup ve COC’ta da yarışma fırsatı buldu.
Türkiye’de Kayakla Atlama antrenörü olmanın yenilik ve farklılık açısından özelliği nedir? Özel olan ne var Türkiye’de bu anlamda?
Asıl olan burada kayakla atlamanın en temel noktalarından, ilk adımlarından başlamaktı. Bazı yerler çok çabuk ilerledi, bazı noktalarda yavaşladık. Ama hep en iyimizi vermeye ve böylece de en iyisini almaya çalışıyoruz. Ve sadece başlangıçta oldukları için yaptıkları ilerlemelerden tatmin olmamaya, hep daha fazlasına odaklanmaya çalışıyoruz.
Türkiye’de şuan kaç tane atletiniz var ve çalıştığınız takım ne kadar büyük?
Şuan çok fazla sporcumuz yok. Çünkü hem sıfırdan başladık çalışmalara hem de Türkiye’de çalışabileceğimiz tesisler yoktu. O yüzden de çoğunluka Slovenya’da ve zaman zaman Orta Avrupa’da çeşitli antrenman kamplarına katılmak zorunda kaldık. Ama bu konuda da Türkiye Kayak Federasyonu’na teşekkür etmemiz lazım çünkü her zaman tam destek verdiler. 15 kişiden oluşan bir takımımız var ve kendi aralarında üç gruba ayırdık onları. En genç grubumuz 7-10 yaş arası sporculardan oluşuyor. Bir üst grup 14-17 ve FIS’ta mücadele etmelerini sağladığımız 18 yaş ve üzeri grubumuz. Geçen hafta 20 kadar genç isim daha seçtik. Ve çalışmalara başlamak için Erzurum’daki küçük tepenin tamamlanmasını bekliyoruz. Orası tamamlanınca sporu geliştirmek çok daha rahat ve kolay olacak.
Bize sporcularla ilgili biraz bilgi verebilir misiniz?
Aralarından birkaç tanesi hakikaten çok ciddi bir ilerleme kaydettiler ve üç senenin sonunda şuan 120m’lik tepelerde yarışabiliyorlar. Ve bu yetenekler hala çok genç; 1993, 95 ve 97 doğumlular. Junior Dünya Şampiyonası’nda yarıştılar. Bu genç çocuklar Türkiye’nin geleceği olabilecek yetenekteler. O yüzden erkenden tecrübe kazanmaları için turnuvalarda yarıştırıyoruz onları.
Takımla ilgili kısa ve uzun vaadedeki hedefleriniz neler?
Tabii ki ilk hedefimiz 2011’deki Universiad’a yetişebilmek. Sadece trampaya çıkmak değil ama aynı zamanda en iyilerini yapabilmeleri. Onun dışında gelecek içinde bu biraz Türkye Kayak Federasyonu’na bağlı. Çünkü kontratımız 2011’den sonra bitiyor. Elbette kafamızda pek çok hedef, 2012’deki Türkiye’de düzenlenecek olan Junior Dünya Şampiyonası. Ama herşey hala ortada, açık. 2014 Sochi gerçekçi bir hedef olabilir ama bu dediğim gibi Federasyon’a ve önümüzdeki dört yıl için yapılacak bir anlaşmaya bağlı.
Türkiye Kayak Federasyonu’nun desteğinden memnun musunuz?
Tamemen. Desteklerinden gayet memnunuz. Gerçekten tüm imkanlarıyla bizim taleplerimizin ve çalışma metodlarımızın arkasında duruyorlar. Hiçbir sıkıntı yaşamadık karşılıklı olarak.
Slovenyalısınız, kayakla atlamanın artık tam bir gelenek halini aldığı bir ülkeden. Türkiye’deki çalışmalarınızdaki temel farklar neler bu anlamda?
Açık konuşmak gerekirse ilk antrenman kampımız biraz korkutucuydu. Çünkü dediğiniz gibi uzun bir kayakla atlama kültürüne sahip bir yerden geliyoruz ve daha önce bu kadar ilk adımları öğretmek durumumuz olmamıştı. Ayrıca pek çok anlamda da organizasyon eksikleri vardı, özellikle Vasja’nın tarafı. Ama üç yılın sonunda hiçbir pişmanlığımız yok. İlerlememizden gayet memnunuz.
www.fisskijumping.com
by Vecchias (Umut Özel)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder