Türkiye'nin bir ucunda durmak bilmeden yağan kar yüzünden bizim metal kuş biraz gecikti. Eh madem bulduk fırsatı, Dört Tepe'nin ilk ayağındaki tartışmalara müdahil olalım. Eskimeye yüz tutan 2015'in son saatlerinde dahi blog yazısı yazabiliyoruz, kıymetimizi bilin :)
Yarışı maalesef canlı takip edemedim, ancak hemen sonrasında kopan fırtınadan derhal haberim oldu. Ozan canlı yayında ufak çaplı bir sitemde bulunmuş, facebook kayakla atlama grupları, özellikle de Slovenler isyan etmiş, Almanların yıllar sonra gelen Oberstdorf zaferi maalesef şaibeli bir hal almıştı. Yarışın tekrarını izleyinceye kadar hiçbir yorum yapamadım, çünkü resmi yarış sonuç listesine bakarak yorum yapmanın çok da bir anlamı yoktu. Neredeyse tüm yarış boyunca rüzgar arkadan esmiş olarak görünüyordu.
Yarış tekrarını seyrettikten sonraki tespitlerime gelirsek, ilk kapı değişimi iniş bölgesindeki rüzgar dengesizliğinden yapılmış, onda herhangi bir sıkıntı yok. Sonrasında Hayböck'ün atlayışından önce rüzgar karşıdan esmeye başlamış, yetkililer hemen kapı düşmüşler; ki normalde kapı düşme kararından emin olmak için bir kişiyi o rüzgarda atlatırlardı, o atlayan da uçar giderdi. Örnek vereyim, bu kapı rüzgar faktörü işleri henüz yokken yarış direktörünün alabileceği en büyük önlem atlayışlara ara vermekti. 2009 yılında yine Oberstdorf'ta yapılan kayakla uçma ayağında ilk turun sonuna doğru şartlar o kadar kötüleşmeye başlamıştı ki, hem kar yağışı hem de dengesiz rüzgar işleri tam anlamıyla çorba etmişti. Verilen her aradan sonra karşıdan rüzgarı yakalayanlar inanılmaz dereceler elde ederken (ki o gün ikinci turda Harri Olli tarafından 225,5 metre ile paramparça edilen tepe rekoru halen kırılamamıştır), ilk turda en son atlayışı yapacak olan Schlieri'den evvel yarış durmuş, her aradan sonra iyi koşullarda atlayanlar bir türlü yere inmezken bahtsız Schlieri felaket bir rüzgara yakalanıp 6. Sırada kalmıştı. (Evet, o dönemde 6.'lık Schlieri için tam bir kabustu)
Hülasa, Hayböck'ten evvel kapı düşme kararı da bence doğru. En iyi iki atlayış arka arkaya burada olmuş zaten, Hayböck ve Freund, kapılar 10 ve 9) Sonrasında Fannemel atlamadan önce rüzgar yön değiştirmiş ve bu esnada kapıyı yukarı çekmemişler, bu gecikme de ona patlamış. Ancak bunda da hakemlerin çok kabahati yok diye düşünüyorum, yeşil ışık yandıktan sonra sporcu kayana kadar geçen 2-3 saniyede bile rüzgar dönmüş olabilir. Bu da tamamen şanssızlık. Son üç atlayışın 12. kapıdan yapılması biraz adaletsiz olmuş, rüzgar değerlerine bakarsak 1-2 kapı daha çıkılabilirmiş diyorum şu anda.
Esas olay bence şu: Normalde bazı dünya kupası ayaklarında rüzgar nedeniyle direkt düşük kapıdan başlatırlar ve yarış boyunca sporcular hesaplama çizgisini zor bulur. Sürekli olarak kayakla atlama takip eden seyirciler ne kast ettiğimi çok iyi anlamıştır. Bu sefer direktör ve ekibi muhtemelen demişler ki "O kadar düşük kapıdan başlamayalım, keyifli bir yarış olsun, bir değişiklik olursa anında müdahale ederiz". Fena da iş çıkartmamışlar. En çok Domen Prevc ile Fannemel'e vurmuş talihsizlik, Freund ile Hayböck de karşıdan esen rüzgarı iyi yakalamış şanslarına. Sık kapı değişimi konsantrasyonunu bozmadıysa Peter Prevc adil koşullarda atlamış diyebilirim, 12 yerine 13 ya da 14'ten atlasa süper adil olurdu ama bu şartlarda şans hakemlerden daha çok etkili olmuş gördüğüm kadarıyla. Hatta eklemeden geçmeyim, Hayböck atlamadan önce rüzgarın döndüğünü fark edip direkt olarak kapı düşmeleri çok çok başarılı bir karar. Hayböck'ten sonra Freund var, o atlamadan hemen önce onuncu kapıda kalabilecekken bir kapı daha inmişler. Onuncu kapıda kalsalar hiç kimse bir şey diyemezdi, Freund da 2-3 metre daha uçabilirdi. Yapılan kapı değişimlerinde kötü niyet olmadığına kanıt olabilir bu da.
Dedikoduların yönü ne olursa olsun Prevc de Freund da gayet güçlü görünüyor şu anda. Garmisch - Partenkirschen'de işin rengi biraz daha belirginleşecektir. 2015'in son anlarında biçare bir şekilde uçağımı beklemeye devam ediyor, bu saçma süreçte herkese harika bir 2016 diliyorum. :)
31 Aralık 2015 Perşembe
28 Aralık 2015 Pazartesi
Dört Tepeler || Schattenberg, Oberstdorf
Oberstdorf'taki tesiste HS137m'lik geniş tepe ve HS106m'lik normal tepenin yanı sıra üç de küçük plastik kaplı tepe bulunuyor ama bizim mevzumuz geniş tepe.
Tepeyle alakalı sayısal bilgilere geçmeden biraz Oberstdorf ve kayakla atlama kulelerinin tarihine göz atalım.
Bavyera Alpleri'nin eteğinde yer alan bu tesis, 1953'ten bu yana Dört Tepe Turnuvası'nın açılış ayağına ev sahipliği yapıyor.
Oberstdorf'taki kayakla atlama tarihi 1909lar'a kadar uzanıyor. İlk tepe rekoru ise Bruno Biehler'e ait; 22m. Ancak atlayışlar doğa örtüsünün parçası olan bir tepecikten yapılıyordu o zamanlar. Rampa uzunluğunun kısacık olması yetmezmiş gibi sürekli olarak da güneş ışığına maruz kaldığından hiç de ideal değildi şartlar. Hal böyle olunca Oberstdorf kayak kulübü ve sporla alaklı diğer merciler dağın eteklerine, Oberstdorf'un en doğusuna yeni bir tesis yapmaya karar vermişler.
1925 yılında açılan bu yeni tesis dağın gölgesinde konumlandırılmış ve Hans Schwendiger tarafından tasarlanmıştı. 1930'da Almanya Ulusal Şampiyonası'na, 1936'da ise Garmisch-Partenkirchen'de yapılacak olan Kış Olimpiyatları'nın elemelerine ev sahipliği yaptı. İkinci Dünya Savaşı'nda yıkılan kuledeki son atlayış 1941 yılında gerçekleşti. Yeniden yapılan tepe 1 Ocak 1946'da tekrar açıldı. 4 Ocak 1953'te ise tarihte ilk defa Schattenbergschanze, Dört Tepe Turnuvası ayağına ev sahipliği yaptı.
Ancak yapılan iyileştirmelerle hesaplama noktası 70 metreye kadar genişletilse de tahta temelli bu kule gelişen spora ayak uyduramamaya başladı. 1973'teki Kayakla Uçma Dünya Şampiyonası'na ev sahipliği yapabilmesi için Heini Klopfer'e yeni bir tepe yaptırıldı; güçlendirilmiş betondan ve laminant ahşaptan yapılan yeni geniş tepe K115'e kadar genişletildi, normal tepe ise K56'ya çekildi.
1987'de Kuzey Kombine Dünya Şampiyonası için normal tepe K90m'ye kadar genişletilirken kuleler de güçlendirilmiş yapı malzemelerinden inşa edildi. 1997'de iki küçük (K19 ve K30) tepe daha tesise dahil edildi, geniş tepe için uygun bir taşıma sistemi getirildi. 2003 yılında yaklaşık €16m'luk bir yatırımla kuleler yenilendi, tribünler güçlendirilerek seyirci kapasiyesi 17.000'den 27.000'e çıkarıldı. 2011 senesinde ise eski 100m'lik normal tepe 106m'ye genişletildi.
İşin tarih kısmını çok uzattık, her zamanki sayısal verileri verip toparlayayım artık postu. Doğa Ana'nın gazabından uzak, heyecanlı bir Dört Tepe olsun.
Schattenbergschanze (HS 137) | |
---|---|
Yapım Yılı: | 2003 |
Start | |
Kule Yüksekliği: | 44 m |
Uzunluk: | 108 m |
Rampa hızı: | 91.4 km / h |
Çıkış | |
Yükseklik: | 3.38 m |
Uzunluk: | 6.5 m |
Uçuş | |
Tepe Mesafesi | 137 m |
Hesaplama Çizgisi | 120 m |
Jüri Mesafesi | 137 m |
Tepe | |
Kulenin toplam uzunluğu: | 140 m |
Yapının toplam uzunluğu: | 274.5 m |
Tepe Rekoru: | 143.5 m - Sigurd Pettersen 29,Aralık 2003 |
(via Umut Bulut)
21 Aralık 2015 Pazartesi
Röportaj | Juliane Seyfarth
Blogumuz uzun süredir maalesef sessiz sayılır. Twitter üzerinden güncel haberleri paylaşmaya devam etsek de burayı biraz boşlamış gibi olmak hepimizin içinde bir yara. Bu yaraya ufak da olsun bir pansuman gerek derken blogumuza özel bir röportaj fırsatı yakaladık ve tabii ki anında değerlendirdik. Karşınızda kadınlarda Alman Milli Takımı'nın yükselen yıldızı Juliane Seyfarth!
Juliane: Kadınlar kayakla atlamasının uzun yıllardır içinde bulunmak elbette güzel
bir his. Ancak kendime bu sporun öncülerinden biri demezdim.
Sertan: Sochi 2014’te milli takım arkadaşın Carina Vogt tarihin ilk kadınlar kayakla
atlama olimpiyat altınını kazandı. Bu müsabakayı seyrederken neler hissettin?
(Seyrettiğini varsayıyorum J) PyoengChang 2018 ile ilgili neler düşünüyorsun?
Sertan: Geçtiğimiz ay Bild seninle bir
röportaj yapmıştı. (Evet, Alman tabloid
basınını bile takip ediyoruz, hehe) Yazının başlığı “Bir ilişki için zamanım
yok” idi. Genç, başarılı ve çekici bir sporcu olarak bu tarz “ilişki” sorularından
sıkıldın mı?
Sertan: Geçmişte Tom Hilde ile de yapmış olduğumuz eğlenceli
bir bölüm vardı. (http://kayaklaatlama.blogspot.com.tr/2011/05/tom-hilde-soylesisi.html) Senin için on sözcük – kelime grubu seçtik, bunların sana
çağrıştırdığı ilk şeyi söylemeni istiyorum. Hazır mısın?
Juliane: Teşekkürler!
Sertan: Kayakla atlama tarihinin ilk kadın sporcularından biri
olmak nasıl bir duygu? Kendinizi bu sporun öncülerinden biri olarak addeder
misiniz?
Sertan: Tarihin ilk FIS Gençler Dünya Şampiyonası’nda birinci
olarak kariyerine müthiş bir başlangıç yaptın. (Kranj 2006) Bu başarı, kariyerinin
ilk yıllarında üzerinde bir baskı oluşturdu mu?
Juliane: Tarihin ilk Gençler Dünya Şampiyonası’nda altın
madalya almış olmak her zaman aklımın bir köşesinde olacak. Tabii ki o
şampiyonadan sonra en üst seviyede atlayışlar yapacak seviyede olmak istedim,
ama iniş çıkışlar her zaman oluyor. Sporun doğasında bu var.
Photo Credit: http://www.berkutschi.com
Juliane: Bu şampiyonluğu bir Almanın kazanmış olması gayet güzel. 2018 Olimpiyat
Oyunları’nda olmayı ve orada iyi bir sonuç almayı umuyorum.
Sertan: 2015 yılında bir sıçrama
yaptın ve güzel ilk on dereceleri kazandın. Bu sezon ilk Dünya Kupası podyumunu
elde edebileceğini düşünüyor musun?
Juliane: Evet, podyumda yer almak bu sezonki hedeflerimden biri.
Sertan: Şu anki en büyük amacın nedir?
Juliane: Şu anda rampadan çıkışlarım gayet iyi, ama kötü inişlerim yüzünden düşük
puanlar alıyorum. Japonya’daki Dünya Kupası ayaklarına kadar bu konu üzerinde
çalışmam gerekiyor.
Sertan: Kayakla atlama kariyerinden
sonra ne yapmayı planlıyorsun?
Juliane: Şu anda uluslararası yönetim konusunda eğitim görüyorum, dolayısıyla
muhtemelen buna yakın bir alanda çalışacağımı düşünüyorum.
Juliane: Şu anda bir erkek arkadaşım olsa bile bunu açıklamak istemem, çünkü benim
için gizlilik gerçekten çok önemli. Neticede bir kayakla atlamacıyım, bu yeteri
kadar medya önünde olmamı sağlıyor zaten.
Sertan: Peki neden makyajını hiç eksik
etmiyorsun?
Juliane: Çünkü makyajı çok seviyorum!
Sertan: Johann Sebastian Bach ile aynı şehirde doğmuş olmak
nasıl bir duygu?
Juliane: Bana hiçbir şey ifade etmiyor, çünkü artık orada
yaşamıyorum ve orada yaşamamın üzerinden uzun yıllar geçti.
Juliane: Elbette!
S: Kayakla Atlama
J: Sevgilim!
S: İlk atlayış deneyimin
J: Çok Heyecanlı
S: Kranj 2006
J: Büyük başarı
S: Kayakla uçma
J: Bir gün yapacağım
S: İdolün
J: Janne Ahonen
S: En iyi kayakla atlama arkadaşın
J: Andreas Wank.
S: Türkiye
J: İlginç bir ülke
S: Erkekler
J: Belki biri kalbimi çalar
S: Güzellik
J: Benim için önemli
S: Yakışıklı
J: Kedim “Garfield”Juliane: Teşekkürler!
26 Kasım 2015 Perşembe
Türkiye Kayak Federasyonu Başkanı Erol Yarar milli kayakçı Aslı Nemutlu'nun vefatıyla ilgili açıklamada bulundu: "Tamamen ihmalle alakalı ferdi bir hata"
Türkiye Kayak Federasyonu Başkanı Erol Mehmet Yarar, milli kayakçı Aslı Nemutlu’nun, ihmal sonucunda hayatını kaybettiğini ifade ederek, "Güvenlik tedbirlerinin en üst seviyede olması bu tür kazaları azaltacaktır" dedi.
Başkan Yarar, yaptığı açıklamada, milli kayakçının 2012’de Erzurum’da antrenman sırasında düşerek yaşamını yitirmesinin ardından güvenlik tedbirlerinin ön plana çıktığını anımsatarak, "Tamamen ihmalle alakalı ferdi bir hata. Böyle bir olayın bir daha yaşanmaması için yetkilileri uyardık" diye konuştu. Yarar, vefat eden milli sporcunun ailesiyle irtibatta olduğunu, anne Ayşe Elerman Nemutlu’nun, federasyonun İstanbul temsilciliğini yaptığını belirtti.
Beş çocuk babası olduğuna değinen Yarar, "Mutlaka hepimizin evladı çok kıymetli. Onlara en iyi şekilde bakmamız lazım, diğer taraftan da federasyonlar yapması gerekenler konusunda bir ders çıkarmalı. Biz de o dersi en iyi şekilde yapma arzusundayız" şeklinde konuştu.
"2011 Kış Oyunları’nda oyun yerinin seçimi hatalıydı"
2011’de Erzurum’da düzenlenen 25. Dünya Üniversiteler Kış Oyunları’nda kente yapılan tesislerin büyük kısmının şu an kullanılmadığını vurgulayan Erol Mehmet Yarar, spor alanı için yer seçiminde hata yapıldığını kaydetti.
Parkur inşasında kontrollerin doğru yapılmadığını, buna bağlı olarak da sorunlarla karşılaştıklarını dile getiren Yarar, "Devletimiz bu konuda da bir refleks ve bilinç geliştirdi. Bundan sonraki aşamada yanlış olan yerlerin düzeltilmesi ve eksiklerin giderilmesiyle ilgili bir gayret var" diye konuştu.
Yarar, Erzurum’da düzenlenecek 2017 Avrupa Gençlik Kış Olimpiyatları Festivali (EYOWF) için de "Erzurum’un bunu yapabileceğine inanıyorum. 2026 Kış Olimpiyatları’na aday olmayı hedefliyoruz. Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi ve hükümet nezdinde girişimlerimiz var. 2018 yılına kadar altyapılardaki hazırlıklarımıza devam edeceğiz" değerlendirmesini yaptı.
Kaynak: AA
Başkan Yarar, yaptığı açıklamada, milli kayakçının 2012’de Erzurum’da antrenman sırasında düşerek yaşamını yitirmesinin ardından güvenlik tedbirlerinin ön plana çıktığını anımsatarak, "Tamamen ihmalle alakalı ferdi bir hata. Böyle bir olayın bir daha yaşanmaması için yetkilileri uyardık" diye konuştu. Yarar, vefat eden milli sporcunun ailesiyle irtibatta olduğunu, anne Ayşe Elerman Nemutlu’nun, federasyonun İstanbul temsilciliğini yaptığını belirtti.
Beş çocuk babası olduğuna değinen Yarar, "Mutlaka hepimizin evladı çok kıymetli. Onlara en iyi şekilde bakmamız lazım, diğer taraftan da federasyonlar yapması gerekenler konusunda bir ders çıkarmalı. Biz de o dersi en iyi şekilde yapma arzusundayız" şeklinde konuştu.
"2011 Kış Oyunları’nda oyun yerinin seçimi hatalıydı"
2011’de Erzurum’da düzenlenen 25. Dünya Üniversiteler Kış Oyunları’nda kente yapılan tesislerin büyük kısmının şu an kullanılmadığını vurgulayan Erol Mehmet Yarar, spor alanı için yer seçiminde hata yapıldığını kaydetti.
Parkur inşasında kontrollerin doğru yapılmadığını, buna bağlı olarak da sorunlarla karşılaştıklarını dile getiren Yarar, "Devletimiz bu konuda da bir refleks ve bilinç geliştirdi. Bundan sonraki aşamada yanlış olan yerlerin düzeltilmesi ve eksiklerin giderilmesiyle ilgili bir gayret var" diye konuştu.
Yarar, Erzurum’da düzenlenecek 2017 Avrupa Gençlik Kış Olimpiyatları Festivali (EYOWF) için de "Erzurum’un bunu yapabileceğine inanıyorum. 2026 Kış Olimpiyatları’na aday olmayı hedefliyoruz. Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi ve hükümet nezdinde girişimlerimiz var. 2018 yılına kadar altyapılardaki hazırlıklarımıza devam edeceğiz" değerlendirmesini yaptı.
Kaynak: AA
22 Kasım 2015 Pazar
SÜRPRİZLERLE DOLU TEPE KLINGENTHAL
Kayakla atlama 2015-2016 Kış Sezonu biraz güçlükle, ama kesinlikle pek çok sürpriz ve büyük bir heyecanla başladı.
Klingenthal Tepesi, canlı yayında Ozan'ın da belirttiği gibi, 'mimli' tepelerden birisi, diğer bir deyişle, işleri zora sokan ve hatta yarış iptal ettiren rüzgârı ile ünlü bir tepe. Buna geçen senelerde olduğu gibi, bir de beklenen ve henüz gelmemiş olan kış koşulları, yani mevsim normallerinden yüksek seyreden hava sıcaklığı ve bunun sonucunda da kâr yağışının olmayışı nedeniyle sunî kar ile pistin hazırlanması eklenince, bireysel yarışın elemeleri Cuma günü yapılamadı ve Pazar gününe hemen yarış öncesine ertelendi. Burada tüm bu olumsuz koşullara ve tecrübelere rağmen FIS Yönetimi'nin sezon açılışının Klingenthal'de yapılması konusunda ısrarcı olduğu izlenimine kapılmamak da mümkün değil. Tabi ki, fikstürün son derece dolu ve yoğun olduğunu biliyoruz ve organizatörlerin harcadığı hem finansal hem fiziksel çabalar da ortada şüphesiz, nitekim Klingenthal'de Vogtland Arena doluydu, bu manzaraya sezon boyunca pek çok yarış tepesinde rastlayamayabiliyoruz. O nedenle Klingenthal'deki organizatörler, en azından üzerlerine düşeni fazlasıyla yapmış diyebiliriz ama hava koşulları lehlerine değişmeseydi ne yaparlardı acaba diye düşünmekten de kendimi alamadım doğrusu!
Neyse bu işin başka bir yönü, gelelim asıl heyecanlı kısma yani yarışlara! Cumartesi günü oldukça heyecanlı bir takım yarışı izledik. Açıkçası 1. Tur sonunda galip durumda olan Slovenya takımı beni galibiyet için çok umutlandırmıştı. Peter Prevc'ın kardeşi Domen Prevc 132.5m.'lik atlayışı ile bir anda sahneye çıktı ve ortalığı karıştırıverdi. 2. Tur'da da 132 m.'ye giden 16 yaşındaki sporcu bütün dikkatleri üzerine çekiverdi. Buna ağabeyi Peter Prevc'un 139 m.'lik atlayışı eklenince içimden 'Tamam, bu sefer galibiyet Slovenler'in olacak' dedim. Yine Jurij Tepes 135.5 m.'lik atlayışı ile beklenen katkıyı takımına sağladı.
Almanya, Severin Freund'un 138 m.'lik atlayışı sonrasında dahi Slovenya'nın 13.5 puan gerisinde kalarak 1.Tur'u ikinci sırada tamamladı. Avusturya ise bir zamanların efsane takımından oldukça uzakta, Slovenya'nın neredeyse 46 puan gerisinde 1. Tur'u tamamladı. Hayboeck ve Kraft bekleneni veremedi. Öte yandan takım yarışında Anders Fannemel kıyafeti sebebiyle diskalifiye olunca Norveç takımı bır anda yarış dışında kaldı, çok talihsiz bir andı.
Final Turu'nda ise işler bir anda değişiverdi. Juri Tepes ve Peter Prevc, maalesef yeterli düzeyde atlayışlar gerçekleştiremediler. Buna karşılık, Richard Freitag ve Severin Freund üst düzey performanslar sergileyerek yarışın gidişatını bambaşka bir noktaya taşıdılar ve Almanya'da, Klingenthal'de altın madalyaya uzandılar(1021.9 puan). Freitag ve Freund'un atlayışları göz doldurdu. Slovenya ikincilikte kalırken(1001.5 puan) Avusturya, her iki takımın ardından büyük bir farkla yarışı 3. sırada tamamladı(934.2 puan). Takım yarışında Schlieri'nin performansı, tabirimi umarım hayranları maruz görürler ki Schlieri' ye hayran olmayacak kimse olamaz, tam anlamıyla acınacak vaziyetteydi. Nitekim Pazar günkü bireysel yarışta 130 m.'lik ilk atlayışından sonra 119.5 m.'ye giderek yarışı 17. sırada tamamladı. Bana göre halen daha performansı çok inişli çıkışlı Schlieri'nin, ki canlı yayında Ozan yazı hem fiziksel hem mental anlamda çok iyi değerlendirdiğini söyledi. Umarım, Schlieri'den beklediğimiz, seyre doyamadığımız o seviyeye bir an önce gelir, şimdilik ısınıyordur inşallah diyelim.
Bugünkü bireysel yarışı ise nefesimi tutarak izledim. Norveçli sporcu Daniel Andre Tande ilk turda 142 m.'lik atlayış yaptı ve ikinci sıraya yerleşti. Sloven Peter Prevc ise 139 m.'lik atlayışı ile ilk turu Alman Severin Freund'un önünde 1. sırada tamamladı ve diğer rakipleri ile arasını oldukça açtı. Norveçli sporcular bu hafta sonu inanılmazdı. Vatandaşı Johann Andre Forfang da, eleme turunu 141 m.'lik atlayışı ile kazanarak 1000 Avro'luk ödülün sahibi oldu. 1. Tur'da Noriaki Kasai(136.5 m.) ve Kamil Stoch(137 m.) da göz dolduran atlayışlar yaptılar. Peter Prevc'un kardeşi Domen Prevc, 1. Tur'u inanılmaz bir şekilde 10. sırada tamamladı. Keza Norveçli Kenneth Gagnes(133 m.) 7. ve Alman Richard Freitag(132 m.) 8. sıraya yerleştiler.
Finalde ise inanılmaz atlayışlar birbiri ardı sıra geldi. Domen Prevc 139.5 m.'ye uçtu, Johann Andre Forfang 143 m.'ye uçtu. Stefan Kraft 142.5 m.'ye uçtu, Noriaki Kasai 139.5 m.'te uçtu ki kendisiyle aynı mesafeye giden Domen ile arasında 27 yaş fark var, buna inanabiliyor musunuz, Noriaki Almighty:), Richard Freitag 141 m.'ye uçtu, Peter Prevc 138 m.'ye uçtu ve Daniel Andre Tande 140.5 m.'ye uçtu! Sonucu kestiremiyorsunuzdur bence, çünkü herşey allak bullak oldu, tüm hesaplar şaştı. Öyle ki, Freitag atlayışından sonra ilk sıraya yükselmişti ki, Freund kendisini sadece 0.1 puanla geçerek günün sonunda onu podyum dışına çıkarmış oldu. Adam mutluluktan havalara uçarken bir anda öylece kalakaldı, inanılmazdı gerçekten. Öte yandan, Daniel'in yaptığı iş tek kelimeyle muhteşem! İlk Dünya Kupası galibiyeti ve eğer performansı böyle giderse bu sezonda ondan benzer başarılar daha görebiliriz. Peter Prevc, sadece 3 puanla Tande'nin gerisinde kaldı ve yarışı 2. sırada tamamladı. Freund her iki turda da mesafe olarak Freitag'ın gerisinde kalmasına rağmen 0.1 puanla onu safdışı etmeyi başardı ama sanırım şanslı günündeydi sadece! Noriaki Kasai, her iki turda da müthişti, ilk kez podyuma çıktığı 1992 yılında henüz doğmamış olan sporcular ile hâlâ yarışıyor ve onları geçiyor. 25 senelik bir spor kariyerine imza atmış durumda, bu adam gerçekten fenomen! Domen Prevc günün sonunda ilk kez yarıştığı Dünya Kupası yarışında 8. sırada yer alarak büyük bir sürprize imza attı ve şimdiden bu sezonda neleri başarabileceğini merakla bekliyorum.
Prevc-Freund çekişmesi kesinlikle sürecek görünüyor, her iki sporcu da formda başlangıç itibarıyla, ancak bu sürpriz yapan sporcuların bu düelloyu bozup bozmayacağını hep birlikte göreceğiz. Andreas Wellinger toparlanmış görünüyor. Kamil Stoch bekleneni veremedi, zayıf kaldı. Simi çarpışıyor, pes etmemiş belli ki, bu arada Simi, Martin Scmitt ile birlikte bir spor organizasyonu ve sporcu danışmanlığı şirketi kurmuş ve Severin Freund da ileride bu şirkette çalışacak sporculardan birisi olacakmış, biz de buradan hayırlı uğurlu olsun diyelim.
Prevc-Freund çekişmesi kesinlikle sürecek görünüyor, her iki sporcu da formda başlangıç itibarıyla, ancak bu sürpriz yapan sporcuların bu düelloyu bozup bozmayacağını hep birlikte göreceğiz. Andreas Wellinger toparlanmış görünüyor. Kamil Stoch bekleneni veremedi, zayıf kaldı. Simi çarpışıyor, pes etmemiş belli ki, bu arada Simi, Martin Scmitt ile birlikte bir spor organizasyonu ve sporcu danışmanlığı şirketi kurmuş ve Severin Freund da ileride bu şirkette çalışacak sporculardan birisi olacakmış, biz de buradan hayırlı uğurlu olsun diyelim.
Bu detaylara belki de son olarak, bu sezon 31 tane bireysel ve 6 takım yarışı toplam 37 yarış düzenleneceğini, yarış sayısında büyük artış olduğunu ve FIS'in her zamankinden daha da azimli olduğunu eklemek isterim. Eğer hava koşulları iyi olursa dolu dolu bir sezon bizi bekliyor olacak. Sezonun öne çıkan tek organizasyonu, Ocak ayında Kulm'da gerçekleşecek olan Dünya Kayakla Uçma Şampiyonası. Öte yandan, bu organizasyon haricinde sporcuların motivasyonu ve konsantrasyonu Dünya Kayakla Atlama Kupası üzerinde olacak. İnşallah yeni şampiyonlar ve yeni rekorlar ile dolu bir sezon olur. İştahımızı kabartan yarışlar izlemek nasip olur diyorum.
Hepinizin gözlerinden öpüyorum, sağlıcakla kalınız.
31 Temmuz 2015 Cuma
Kayakla Atlamada Sezon Öncesi Yaşanan Gelişmeler
Zakopane'deki yaz GPsi teknik sebeplerden dolayı iptal edildi.
Lukas Hlava Çek Cumhuriyeti şampiyonu oldu.
Dawid Kubacki Polonya Şampiyonu oldu, Kıtasal Kupa'nın ilk ayağını kazandı.
Finlandiya Şampiyonası'nda Janne Ahonen ve Jarkko Maeaettae şampiyonluğu paylaştı.
Simon Ammann bu yıl da kariyerine devam edecek.
Anssi Koiuvuranta kariyerine bir yıllık bir ara verme kararı aldı.
Mackenzie Boyd Clowes 1 yıllık bir aranın ardından yeniden kayakla atlamaya döndü.
Japon efsane Noriaki Kasai kariyerine 2026 yılına kadar devam edeceğini açıkladı.
İsviçre'de coach değişikliği yaşandı, Martin Kuenzle yerini Pipo Schödler'e bıraktı.
Anders Jacobsen kayakla atlamaya veda etti.
Anders Bardal kayakla atlamaya veda etti.
Nicholas Alexander geçirdiği sakatlığın ardından ağustos ortasından itibaren atlayışlara başlayacak.
Nicholas Fairall'ın iyileşme süreci olumlu bir şekilde ilerliyor.
Lukas Hlava Çek Cumhuriyeti şampiyonu oldu.
Dawid Kubacki Polonya Şampiyonu oldu, Kıtasal Kupa'nın ilk ayağını kazandı.
Finlandiya Şampiyonası'nda Janne Ahonen ve Jarkko Maeaettae şampiyonluğu paylaştı.
Simon Ammann bu yıl da kariyerine devam edecek.
Anssi Koiuvuranta kariyerine bir yıllık bir ara verme kararı aldı.
Mackenzie Boyd Clowes 1 yıllık bir aranın ardından yeniden kayakla atlamaya döndü.
Japon efsane Noriaki Kasai kariyerine 2026 yılına kadar devam edeceğini açıkladı.
İsviçre'de coach değişikliği yaşandı, Martin Kuenzle yerini Pipo Schödler'e bıraktı.
Anders Jacobsen kayakla atlamaya veda etti.
Anders Bardal kayakla atlamaya veda etti.
Nicholas Alexander geçirdiği sakatlığın ardından ağustos ortasından itibaren atlayışlara başlayacak.
Nicholas Fairall'ın iyileşme süreci olumlu bir şekilde ilerliyor.
26 Şubat 2015 Perşembe
SEVERIN FREUND FALUN 2015 GENİŞ TEPE DÜNYA ŞAMPİYONU OLDU!
SCHLIERI: OUT OF NOWHERE! YİNE YAPACAĞINI YAPTI!
Sezonun bitmesine henüz altı bireysel yarış kalmış olsa da bence Severin Freund şimdiden bu sezona damgasını vuran sporcu oldu. Adeta madalyaları silip süpürüyor, nazarım değmesin inşallah!
Falun'da normal tepe bireysel yarışında gümüş madalyasının ardından gelen karışık takım yarışı galibiyeti ve altın madalyasına, bugün geniş tepe bireysel altın madalyasını da ekleyerek Dünya Şampiyonu unvanını aldı.
Eğer Cumartesi günkü takım yarışını da Almanya kazanacak olursa Falun 2015 Alman sporcuların Dünya Şampiyonası olacak gibi görünüyor.
Ya Schlieri'ye ne demeli? Ortalıkta yokken bir anda yine yapacağını yaptı, bütün hesapları bozdu ve gümüş madalyayı alarak Dünya İkincisi oluverdi! Bu başarının şahsen tesadüf ya da şans eseri olmadığına inanmak istiyorum. Herhalükarda Schlieri'nin tüm sezon geneline bakıldığında kayakla atlamanın en önemli organizasyonlardan birisinde böyle bir sonuca ulaşarak kendisini affettirdiğini söylemek yanlış olmaz sanırım. En azından sezonun kalanında hala bir şeyler yapmak için gereken motivasyona kavuşmuş olabilir.
Rune Velta ise inanılmaz bir Dünya Şampiyonası geçiriyor. Normal tepe bireysel yarışında gelen altın madalyanın ardından, karışık takım yarışında gümüş madalya ve bugünkü geniş tepe bireysel yarışında gelen bronz madalya ile podyum ıskalamadı. Cumartesi günkü takım yarışını da unutmamak lazım, bakalım Norveç'e ve Velta'ya bir madalya daha gelecek mi? Bu arada Velta Normal Tepe şampiyonluğundan da 27.000 Euro ödül kazanmış. Bundan iyisi Şam'da kayısı:)
Velhasılıkelam, Cumartesi günkü takım yarışını dört gözle bekliyorum, görüşmek üzere...
16 Şubat 2015 Pazartesi
SAMET KARTA İLK FIS KUPASINI KAZANDI
Samet Karta, bu hafta sonunda ABD'de Brattleboro'da düzenlenen Normal Tepe Kayakla Atlama FIS Kupası'nın ikinci yarışını kazandı. Karta, rakipleri Sloven Ziga Mandl ve bir başka Sloven Ernest Prislic önünde 92.5 ve 94.5 m.lik atlayışları ile toplamda 248.5 puana ulaşarak yarışmayı birinci olarak tamamladı.
21 yaşındaki Samet Karta ve henüz kayakla atlama sporu temellerini atmakta olan ülkemiz adına bu başarı, hiç şüphesiz, çok anlamlı oldu.
Samet Karta'yı, koçları Pekka Niemela ve teknik ekibi gönülden tebrik ediyoruz ve başarılarının devamını diliyoruz. Ayrıca, diğer sporcularımızın da en kısa zamanda güzel haberlerini bekliyoruz.
14 Şubat 2015 Cumartesi
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)