24 Ocak 2011 Pazartesi

Walter Hofer: "Sistemi değiştirmeyi düşünmüyoruz."

Özellikle Dört Tepe Turnuvası'nın Garmisch-Partenkirschen ve Bischofshofen ayaklarında yaşanan sıkıntılar ve bunların Harrachov'da da devam etmesi, Dört Tepe'de Andreas Kofler'in çok kötü bir kazadan zar zor kendini kurtarması, Matti Hautemeaki de başta olmak üzere Finler'in ve pek çok Norveçli'nin yandan gelen rüzgar etkisiyle çok zor durumda kalması, rüzgar etkisi sistemiyle ilgili soruları bir kez daha gündeme getirmişti.

Geçtiğimiz hafta rüzgarı kontrol eden adamlardan biriyle, Walter Hofer'le bir röportaj yapıldı ve bu röportajda Hofer'in sürekli altını çizdiği bir nokta vardı; rüzgar etkisi sistemi atlayışlar için çok ciddi faydalar sunuyor.

Rüzgar etkisi hesaplanırken Garmisch ve Bischofshofen'deki adaletsiz sonuçların yaşanmaması için katsayılarda yada hesaplarda ne gibi değişiklikler yapılabilir?

Walter Hofer: GaPa ve Bischofshofen'deki tartışmalı durumların rüzgar etkisi hesaplamalarıyla çok da ilgisi yok aslına bakarsanız. Bu sistemle dahi bazı zor koşullardan kaçamayabiliyoruz ve bunu kabul etmeliyiz. Rüzgar etkisinin telafisi için yapılan puanlamalar ve hesaplar oldukça doğru sonuçlar sunuyor ve bunu değiştirmeyi düşnümüyoruz.

Ama koçlar ve sporcular karşıdan gelen, kayakların altına giren rüzgarın arkadan gelen rüzgara oranla 20m'ye kadar daha uzağa taşıdığını ve hesaplamalardan çıkan birkaç eksi puanın bu farkı kapatmaya yetmediğini düşünüyor.

Walter Hofer: Evet, bu doğru. Ben bu sistemin rüzgar etkisini %100 telafi edeceğini söylemiyorum. Rüzgar etkisinin telafisinde kilit olan şey olabildiğince doğru oranlamak. Bu sistemle farklı koşullarda atlayan sporcular arasındaki farkı ve rüzgar avantaj/dezavantajını olabildiğince dengelemeye çalışıyoruz. Ve bu da zaten her koçun ve sporcunun arkadan gelen rüzgardan kaçmaya, olabildiğince karşılarından gelen rüzgarı yakalayıp atlayışı o şartlarda gerçekleştirmek isteyişinden kaynaklanıyor, ki daha uzun mesafelere taşınsınlar. Biz de farklı koşulların oluşturacağı puanlama dengesizliğini aşmaya çalışıyoruz.

Yani yine de karşıdan gelen rüzgarın sağladığı uzun atlayışların, tam tersi koşullarda yapılan daha kısa atlayışlara eklenen artı puanlardan çok daha fazla puan getirdiğini söyleyebiliriz?

Walter Hofer: Biz sadece hesaplayabildiğimiz faktörler ölçüsünde telafi edebiliyoruz koşulları. Haliyle sporcunun neler yapabileceğinin ve koşullarla nasıl mücadele edeceğinin hesabını tutamayız. Sporcu atlayışına başladıktan ve rampadan ayrıldıktan sonra dataları toplar ve hesapları yaparız. Ama o anki koşulların sporcu için ne kadar ideal olduğunu bilemeyiz, bu tamamen onun yetenekleriyle ve o günkü durumuyla alakalı.

Rüzgarın bundan birkaç sene öncesine göre çok daha büyük bir önem teşkil ettiğini söylüyor oyuncular da koçlar da. Neden?

Walter Hofer: Her ne kadar yüksek kaliteli ekipmanlar ve harika sporcular yetişse de bu spor çok çok hassas. Doğrudan rüzgar koşullarına bağımlı. Pek çok sporcu havadaki/rüzgardaki her hareketi kontrol edebilecekleri koşullarda atlayışlarını gerçekleştiriyor, ideal olanı da bu. Ekipman ve aerodinamiğin etkileriyle sporcunun standart eğitiminin potansiyeli yarı yarıya etkili oluyor. Biz de rüzgarın avantaj yada dezavantaja dönen etkilerini minimuma indirerek bu yarı yarıya oranı korumaya çalışıyoruz.

Herhangi bir atlayış sırasında yapılan ölçümlerde aksama olma ihtimali var mı?

Walter Hofer: Hayır, bu mümkün değil. Rüzgar ölçümleri sporcuların rampa için hızının ölçülmesiyle başlıyor ve sonrasında da rüzgarla ilgili parametrelerin ölçümüne geçiliyor. Ve bu sürekli oluyor, aksaması söz konusu değil.

Pek çok sporsever mücadeleler sırasında alınan kararlarla alakalı olarak sizi suçluyor, eleştiriyor. Ama alınan bütün kararlar -ertelemeler, iptallar, değişiklikler- jürinin kararı değil mi?

Walter Hofer: Ben 15 yıldan uzun bir süre jüride yer aldım ama 3 sene önce bıraktım. Ve şimdi de jüri üyelerimizin tecrübelerinden faydalanıyor ve kararlarını bölmüyoruz. Herşey bu jüriye bağlı. Değerlendirmeler sonucunda resmî kararı açıklayan kişi ise benim, dolayısıyla da tüm gözler benim üzerimde. Bu yüzden jüri kararları konusunda benim eleştirilmem gayet normal.

Kaynak:  http://sport.onet.pl

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder