28 Mart 2013 Perşembe

ZAVALLI FİNLANDİYA?

             Finlandiya, geçtiğimiz sezonda da en bahtsız ülke oldu diyebiliriz sanırım. Sırasıyla Janne Happonen sonra Ainsi Koivuranta sonra yine galiba Janne Happonen(iyileşip tekrar mı sakatlanmıştı?) sakatlandılar ve birer birer Finlandiya'nın, Peka Niemela'nın umutlarına yok ettiler. 
           Şimdilerde ise bu sönen umutları yeniden alevlendirecek ve Finlandiya'yı o eski görkemli günlerine döndürecek?! zaferlerin mimarı olmaya aday 2 kişi konuşuluyor: Janne Ahonen ve Harri Olli.
             Janne Ahonen için söyleyecek bir şey yok aslında bir açıdan çünkü o, inanılmaz başarılar elde etmiş müthiş bir kayakla atlama sporcusu. Öte yandan, spora ara verip daha sonra tekrar dönmesi ve maalesef umduğunu bulamaması, tekrar sporu bırakması ve şimdi yeniden Sochi için spora geri dönmesi, bana pek mantıklı gelmiyor açıkçası. Belki kendi üzerinde bu sorumluluğu fazlasıyla hissediyor hala, yani Finlandiya'nın eski günlerine geri dönebilmesi için. Belki şimdiye kadar elde ettiği başarılara bir yenisini katmak istiyor, hırslı ve azimli ama acaba vücudu da bu isteğe ve azme karşılık verebilecek güçte mi? Belki de sadece Finlandiya'nın da olimpiyatlarda temsil edilmesini istiyor ve bunun için öne atılıyor ki, öyle bir geçmişe sahip bir ülkenin olimpiyatlara iddialı bir sporcu gönderememesinin ne kadar acı olduğu muhakkak!
          Harri Olli'ye gelince ise Ahonen kadar çok ihtimal bulamadım doğrusu! Bana sanki bir inatlaşma içerisindeymiş gibi geliyor, bu inat, yönetimde yer alan kimi kimselere karşı olabilir, kendisine karşı olabilir. Ne de olsa hayatını altüst etti Harri, pek çok açıdan da sorumlusu kendisi. Şimdi de kendisinin yaşadıklarını yaşamış ve iyiye yüzüne çevirebilmiş eski bir kayakla atlama devi olan Matti Nykanen ile yollarını birleştirmiş. Yani bu haber de bana anlamsız geldi bir açıdan, ama şaşırttı da. Şöyle ki eğer Harri gerçekten bu sefer azimliyse hayatını yoluna koymuş ve iyimser bir Matti'nin ona faydası dokunur diye düşünüyorum. Öte yandan bu durum, iki egonun birleşmesi ve dışa vurumu da olabilir, yani Matti bu sefer kayakla atlama koçu olarak başarılı olmak istiyor olabilir, Harri ise bir yeniden doğuşun özlemi içerisinde olabilir. Kendimi fazlasıyla analitik buldum bu arada:) Herhalükarda, olimpiyatları iple çekeceğim ama maalesef izleyemeyeceğim Ozan'ın da dediği gibi, çünkü Eurosport kanalında yayınlanmayacak. O nedenle çok fazla olimpiyat havasına da giremeyebilirim:) Sevgiyle kalın!


27 Mart 2013 Çarşamba

Harri Matti Elele, Hep Beraber Tepelere!

 
Oralardan döndürmeyin dedik ama, dinlemediler…
 
 
Bizim kirli Harri'nin içerideyken düşünecek bol bol vakti olmuş. Çok okumuş. Kendisini geliştirmiş. Ve bir kez daha Fin Kayakla Atlama Milli Takımı’nın kapısını aşındırmaya karar vermiş. (Bak sen)
 
“Amacım yine başarılı olmak” diyen Olli’nin de hedefi tıpkı vatandaşı Janne Ahonen gibi Soçi 2014. Bu yolda kendisine koçluk edecek kişi ise kendisi ile benzer yollardan geçmiş olan muhteşem Matti Nykänen!
 
Bakalım Harri’nin hakkından Matti gelebilecek mi, bekleyip görelim… (Di mi Ozan?)

26 Mart 2013 Salı

Sezonun Ardından

Dünyanın en kötü başlığını attım galiba. Hadi kötü demeyeyim de, klişe. Bu yazıyı kim okuyacak çok emin değilim. Kayakla atlama izleyen insan da sayısı giderek azalıyor, gelin kabul edelim.

Ben çoktan kabul ettim. Yarış listesinde Türk olmaması sebeplerde ilk sırada, ki galiba hiç olmayacak. Sporcu olmadığı için değil, başka sebeplerden. İkincisi de sporun içinde top olmaması. E o da hiç olmayacak. Schlieri inanılmazmış, hikayeler çok güzelmiş, Kasai androidmiş, önemli değil. Birisi düşerse, ya da bizim sporculardan biri başarımsı bir şey kazanırsa haber oluyor işte. Gerçi o da yanlış haber oluyor. 3 yıl oldu, hala dünyanın en büyük kayakla atlama kuleleri olarak biliniyor lan Kiremittepe.

Lan dedim, özür dilerim. Lan mı, canım sağ olsun... Ben bu sporu lan demek için sevmedim. Aslında bu sporu ben başta hiç sevmedim. Ben kanala girdiğimde Onur Salman çok fazla yayın alamayacaktı gazeteye geçtiği için, adam lazımdı. O adam, sırf Janne Ahonen'i tanıdığımdan dolayı ben oldum. Bu kadar. Sonra Eren'le tanıştım twitter'dan, blog falan oldu. Öyle.

4 Sezondur kayakla atlama anlatıyorum. İlk sezon umrumda değildi, zorunlu işti benim için, hatta Onur Salman'ı taklit ediyordum bağıra bağıra. Sonra Vancouver'ı izledim, harikaydı. Ertesi sezon 4 tepe anlatmak büyük keyifti, dünya şampiyonası anlattığım en güzel şeylerden biriydi. Keza Vikersund da... Bu sezonsa görev gibi yaptım yine. Keyif aldığımı söyleyemeyeceğim. Hiçbir halt olmadı. 4 Tepe azıcık heyecanlıydı. Dünya şampiyonasını kimsenin izlemediği açık. Peki Eurosport'un yayınlamayacağı olimpiyat oyunlarını kim izleyecek?

Sezon başında, yayın başına 20-25 soru alıyordum, kimse inanmıyordu.Türkiye'de kayakla atlamanın ne işi var? Hiç. Sonra gelmedi o sorular falan zaten. Ocak ortasında sezon başı yapan saçma sapan bir takımımız var. 2-3 yıldır doğru düzgün bir fünikülere sahip olmayan mükemmele yakın bir tesisimiz var. Her saçma ülke dünya kupasında yarışırken Türkiye'nin milli takımı kayak federasyonunun tam olarak adını bilmediği bir ülkede (polanya) ve kupada yarışıyor. Lotos Kupası'na Lotus Kupası falan diyorlar. Deşmemek lazım, birincil hedefleri Aslı davasının düzgün sonlanması. Suç yok.

Dünya kupası sezonunu değerlendirmek gibi bir salaklık yapmaya niyetim yok. Bu yazıyı okuyan herkesin izlediği şeyi bir daha burada anlatayım mı yani? Hayır. Ben bu sezonu hiç sevmedim. Siz sevdiniz mi?

Bu sezon Schlieri'nin rekorlar kitabına geçişini anlattım. Tek eksiği var adamın, o da bireysel olimpiyat madalyası. Soçi Eurosport'ta olmayacak. Daha güzel bir şey anlatayamacağım yani şu ana kadar anlattıklarıma nazaran.

4 yıldır hiç yarış izleyemedim. Hep anlatıyorum, hiçbir şey anlamıyorum. Yayından çıkıyorum, "lan kim n'aptıydı" diye soruyorum metroya yürürken. Saçmalık. Bloga zaten bir şey yazasım gelmiyor yarışları anlattıktan sonra. Anlattım zaten, daha ne yazayım?

Kayakla atlama ne, Türkiye'deyiz. Kendinize gelin. Ben geldim. İdealist öğretmen gibi ciddiye aldım, sanki bir şey olacak.

Temmuz sonu ve Kasım sonunda görüşmemek dileğiyle. 

24 Mart 2013 Pazar

PLANICA


Her güzel şey gibi kayakla atlamanın da sonuna geldik. Bu kayakla atlama dönemi boyunca sporculardan  düşenler oldu, gülenler, sevinenler oldu, ağlayanlar, tek ayağı ile telemark yapanlar, ilk podyumunu görenler ilk madalyalarını alanlar ve 50. galibiyetine ulaşanlar. Bu güzel dönem boyunca bize sonsuz keyif yaşatan değerli sporculara ev sahipliği yapan ülkelere, kayakla atlamanın en büyük unsurlarından olan mükemmel seyircilere teşekkür etmek lazım. Ve son yolculuk Planica'ya geçersek inanılmaz bir atmosferin olduğunu söylüyor sporcular, hava gayet iyiydi Planica'da ve bu havanın iyiliği Schlieri'ye yaradı.50. galibiyeti alıp sezonu mutlu bir şekilde bitirecek olan bu adama saygı duymak lazım.

Ve bu Planica fotoğrafları için Joanna Chmara'ya teşekkürler..

                                     














12 Mart 2013 Salı

MAGIC MONDAY



















Dün Janne Happonen'nin motivasyonunun yükselmesi için Finlandiya'da yapılan "Magic Monday" adlı basketbol maçında bir değişiklik vardı: Basket oyuncuları yerine kayakla atlamacılar ve basket koçu olarak Poitner ve Stöckl vardı. Oynayanlar arasında Gregor Schlierenzauer, Ville Larinto, Annsi Koivuranta ,Tom Hilde, Anders Bardal, Anders Jacobsen, Andreas Wank, Manuel Fettner, Andreas Kofler, Simon Ammann, Robert Kranjec ve Kamil Stoch olmak üzere birçok kayakla atlamacı oyundaydı. Hofer de kazanan takıma kupayı vermek için oradaydı. Böyle bir aktivite olunca eğlence ve kahkaha eksik olmadı, yeri geldi Tom Hilde bateri çaldı, Schlieri şarkı söyledi. Maçın ilk sayısı Schlieri'den gelirken en iyi smaç Andreas Wank'tan geldi.Sporcular ve izleyenler bu günden bayağı zevk almış gibi görünyorlar.

9 Mart 2013 Cumartesi

İrfan Çintimar, Arda İpçioğlu ve Ayberk Demir'den Büyük Başarı

Polonya'dan güzel sonuçlar gelmeye devam ediyor. Dün Arda İpçioğlu'ndan gelen ikincilikten sonra bugün de İrfan Çintimar 4. , Arda İpçioğlu 5. ,  Ayberk Demir ise 8. oldu. İrfan Çintimar en uzak mesafeye gitmesine rağmen telemark sorunu yaşayınca 0,3 puan farkla ikinciliği kaçırdı.

Yarışlara bu öğleden sonra da devam edilecek.

8 Mart 2013 Cuma

Arda İpçioğlu Podyuma Çıktı


Kamp çalışmalarını Polonya'da devam ettiren Milli Takımı'mız Polonya'da beş ülkenin (Polonya, Slovakya, Çek Cumhuriyeti, Romanya, Türkiye) sporcularının katıldığı Lotos Cup'ta önemli sonuçlar elde ettiler.

Arda İpçioğlu ikinci olarak podyuma çıkarken, Ayberk Demir 8. , İrfan Çintimar 12. , Dağdeniz Elbil 15. , Münir Güngen ise 32. oldu.

Bütün sporculara ve teknik ekibe başarılarının devamını diliyoruz.

Norveç Fotoğraf Çekiminde




Madalya falan gitti ama bunlar hala eğleniyor.

Japon İşi Lastik Yarışı :)


7 Mart 2013 Perşembe

Aslı Nemutlu Davasına Devam Edildi

Erzurum'da Konaklı Kayak Merkezi'nde antrenman yaparken düşerek hayatını kaybeden milli kayakçı Aslı Nemutlu'nun ölümünün ardından Türkiye Kayak Federasyonu Başkanı Özer Ayık'ın da aralarında bulunduğu 7 kişinin yargılanmasına devam edildi.



Kayakçı Aslı Nemutlu'nun Erzurum Konaklı Kayak Merkezi'nde idman yaptığı sırada düşerek hayatını kaybettiği kazayla ilgili davanın görülmesine devam edildi. Tutuksuz yargılanan sanıklar davaya katılmadı. Aslı Nemutlu'nun ailesi ve taraf avukatları duruşmada hazır bulundu. Duruşma çıkış gazeteciler açıklamada bulunan Nemutlu ailesi, kızlarının hayatını kaybettiği pistin standartlara aykırı olduğunu iddia etti. Acılı aile, geçen yıl Aslı Nemutlu adına şampiyona düzenlenmesi, adının öldüğü piste verilmesinin göz boyamadan ibaret olduğunu söyledi.
 
Daha önce kazanın olduğu Bayanlar Super-G pistinde keşif yapılmasını talep eden Aslı'nın annesi Ayşe Elerman Nemutlu, yargılama devam ederken ilginç bir iddiada bulundu. Ayşe Elerman Nemutlu, ne yaparlarsa yapsınlar kızlarının geri gelmeyeceğinin farkında olduklarını belirterek, "Biz yıllarca görmezden gelinen bazı gerçeklerin artık görülmesini istiyoruz. Kazanın yaşandığı pist standartlara aykırıdır. Dünya Kayak Federasyonu (FIS) standartlarına göre Konaklı'daki Bayanlar Süper-G pistinin genişliği 40 metre olması gerekiyor. Ancak kaza sonrası yapılan ölçümlerde pistin 24 metre olduğu tespit edilmiş. Bu başlı başına büyük bir ihmaldir. Ayrıca pist yapılırken meteoroloji raporları da alınmamış. Bu hususların araştırılması için bilirkişi heyeti talep ediyoruz." dedi.
 
Mahkeme çıkışında açıklamalarda bulunan Nemutlu enerjilerini artık mahkemeye harcamak istemediklerini ifade etti. Nemutlu, "Enerjimizi bu mahkemeden çekip başka bir yere yönlendirmek istiyoruz'' dedi.
 
Baba Metin Nemutlu ise üçüncü duruşmadan da bir sonuç çıkmadığını belirterek, "Bizi üzen şey iki aydır yazının bir kalemden diğer kaleme gelmemesi. Bizi de son derece rahatsız ediyor. Çözüme biran evvel kavuşmasını istiyoruz. Ama herhalde işin yargı boyutu ve prosedürler bu şekilde yönetilmesini gösteriyor ki bizde bekliyoruz" dedi.
 
Aslı'nın adının yarışmalara ve pistlere verilmesi konusunda da değerlendirmede bulunan Baba Nemutlu, "Hatırlarsanız geçen sene Türkiye Kayak Şampiyonası yapılmıştı. Bu şampiyonaya Aslı Nemutlu'nın adı verilmişti. Bu hafta sonu yine bir Türkiye Şampiyonamız var. Aslı'nın adı bu sefer şampiyonada yok. Geçen sene Aslı'nın rahmetli olduğu piste Aslı Nemutlu isim vereceğiz ve bundan sonra devamlı bu pistin adı böyle olacak denmişti. Bununla alakalı yapılan herhangi bir şey yok. İşte bazı organizasyonlar yapılmıştı bizim acımızı belki biraz dindirmek için. O günler için gerçekten mutlu olmuştuk ama bugün geldiğimizde işte bugün yapılan şeylerin açıkçısı bizi biraz daha herhalde gözümüzü boyamak için adına yapıldığını anlıyoruz. Alınan kararların bu sene uygulanmadığını görüyoruz. Çok önemli bir şey de değil. Adını koysalar ne olur koymasalar ne olur" diye sitemde bulundu.

Kaynak: trtspor.com.tr

5 Mart 2013 Salı

Schlierenzauer'in Şampiyonluk Hesapları

Sezonun sona ermesine  onbeş gün kaldı ve Gregor Schlierenzauer kendisinin ikinci Dünya Kupası genel klasman şampiyonluğuna oldukça yakın.. Geride altı yaş var ve Schlieri yüksek ihtimalle bu pazar günü Lahti'de şampiyonluğunu ilan edecek. Hangi durumlarda şampiyon olacağına bakarsak;

-Eğer ilk iki sırada bitirirse rakiplerinin ne yaptığına bakılmaksızın şampiyon,
-Eğer Schlieri ilk 30'a giremezse; Jacobsen'in birinci olamaması ve Bardal'ın da ilk 6'ya girememesi halinde yine şampiyon olacak.
-Eğer ilk 30'da bir yerlerde bulursa yine bir çok olasılıkta şampiyonluğunu Lahti'de ilan etmiş olacak.



1 Mart 2013 Cuma

Kamil Stoch: "Harika Bir Gün"





Son anına kadar heyecanın devam ettiği Predazzo’daki Dünya Şampiyonası geniş tepe yarışında Kamil Stoch altın madalya kazandı.

"Başlangıçta hislerim coştu ve her şey patladı. Şimdi normale döndü, ayaklarım yere basıyor. Harika bir his, bu çok güzel bir gün.” Kamil keyifle anlattı.

“Sonuçlar ekrana yansıtıldığı anda madalya aldığımdan emindim. İyi atlamıştım ama hangi sırayı alacağımı bilemiyordum, çünkü diğer atletlerin daha ileriye gittiklerini duydum, ama normal bir atlayışla her şeyin iyi olacağını biliyordum” dedi Leh sporcu.




"İlk başta heyecandan mideme kramplar girerdi, ama normal tepedeki birçok yarışta bununla nasıl başa çıkmam gerektiğini öğrendim. Şimdi de buna yoğunlaşarak üstesinden geldim.” diye ekledi.

"Aynı kişilerle aynı oranda yarıştığımız için, iki yarışma da eşit derecede önemli. Normal tepede başarılı olamadım. Bu madalyayı alacağıma inanan ve zor zamanlarımda yanımda olup beni destekleyen herkese çok teşekkür ederim. Bugün hepimizin ortak başarısı.” destekçilerine teşekkür etti atlamacı.

"Sonuna kadar savaştım. Çok şey yapabileceğimi biliyordum, hiçbir şey için moralimi bozmadım ve gidip yapmam gereken şeyi yaptım.” şeklinde bitirdi Kamil Stoch.


Kaynak:     http://www.skijumping.pl