"Antrenör atlayacak olan sporcusu için in-run uzunluğunu kısaltabilir. Bu karar sporcu için atlayışa henüz kırmızı ışık varken verilmelidir. Kapının aşağıya çekilmesi durumunda buradan gelecek ekstra puanlar ancak ve ancak sporcu tepe mesafesinin en az %95'ine atlarsa hesaplanacak."
Bu da demek oluyor ki FIS kapı numarası değişikliğinde taktiksel avantaj sağlama amacını minimuma indirme çabasında. Antrenörün sporcusunu daha aşağıdaki bir kapıdan atlama kararının taktik için değil güvenlik için alınması adına böyle bir düzenleme getirilmiş gibi gözüküyor.
Farazi konuşuyorum; diyelim ki atlayışlar tepe mesafesi 120m olan bir tepede genel olarak 15. kapıdan yapılıyor. Ama antrenör, sporcusunu, bonus puanları gözeterek 13. kapıdan başlatmak istiyor. Bu artık eskisinden de büyük bir risk. Çünkü eğer sporcu tepe mesafesinin %95'i olan 114m'den daha kısa bir atlayış yaparsa bu sefer hiçbir şekilde atladığı kapıdan kaynaklı bonus puan alamayacak. Adeta bir "ya hep, ya hiç" durumu. Antrenörlere tanınan bu insiyatifin güvenlik amacıyla kullanılmasını istiyor FIS anlaşılan.
Kapıyla ilgili değişikliğin yanında ekipmanlarla alakalı birkaç ufak düzenleme daha yapıldı:
Kıyafet vücudun her bölümüne tam oturmalı. Kıyafetin esnek kısımlarının çevresi, ilgili bölgenin ölçüsünü aşmayacak.
Tabii kayaklara oturan botlar ve eldivenler vücut ölçülerine göre daha kalın, dolayısıyla bunu gözeterek birkaç tolerans değeri de atlanmamış:
- Kıyafetin botu sarabilmesi için maksimum 10cm olmak üzere marj bırakılabilir. Bu marj kıyafetin vücuda tam oturan kısmında dizin altından başlayacak şekilde bot boyunca olabilir.
- Kıyafetin eldiveni sarabilmesi için maksimum 4cm olmak üzere marj bırakılabilir. Bu marj kıyafetin kol uzunluğunun son 10cm'lik bölümü için kullanılabilir.
Vladimir Zografski için sıkıntı büyük olacak anlaşılan, aman dikkat.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder