4 Ekim 2011 Salı

Elena Runggaldier Röportajı

Geçen ayın sonunda Eren bir mesaj attı twitter'dan. "Ya şimdi bir ay yarış yok ya, biz biriyle röportaj yapalım, boş durmasın site."

Haklıydı adam. 1 ay yarış yok, ne yayımlayacağız bu sitede? Önce dedik bizimkilerden birisiyle röportaj yapalım, ama çocukların kafalarını kaşıyacak vakitleri yok. Hocalar ha keza öyle... Yahu ne yapsak diye düşünürken, önümdeki Facebook sayfasında Elena Runggaldier bir şey paylaştı, vidyo mu ne, hatırlamıyorum. "Aha!" dedim, işte röportaj yapacağım insan.

10 Temmuz 1990, Bolzano doğumlu Elena. Küçük yaşlarda başladığı kayakla atlama kariyerinde ilk profesyonel adımını henüz 13 yaşındayken, spora başladıktan bir sene sonra, Bischofshofen'da 38. olarak attı Continental Cup'ta. O zamanlardan belliydi daha bu kadar önemli bir sporcu olacağı, ancak kadınlar kayakla atlaması diye bir spor yoktu belki de o dönemlerde. Hiçbir şeyin ortasında adım attığı kariyerinde şimdi bir dünya gençler şampiyonu, üniversite oyunları altın madalyalısı ve dünya şampiyonası ikincisi...

Bir kayaklı koşucu olarak başlamış kış sporlarına. "Kayakla atlama İtalya'da çok bilinen bir spor değildi, kaldı ki kadınların kayakla atlama yapması çok nadir görülen bir şeydi" diyor Elena. "İlk koçum Romed Morder'in telkiniyle deneme kararı aldım, çok sevdim. Zaten adrenalin sporlarının her türlüsünden zevk alırım, bana eğlenceli gelirler."

Dedim ya, onun spora başlama döneminde kadınlarda kayakla atlama diye bir şey yoktu belki de İtalya'da. Ancak yeni bir jenerasyonla bir kadınlar takımı kurma hedefi, Elena'nın da kayakla atlamaya geçmesine sebep olmuş. Ha şimdi çok mu ileride kadınlarda kayakla atlama, hayır. Ama en azından çok yetenekli gençler varken başlıyor ilk dünya kupası sezonu. "FIS'in verdiği karar doğru. Hem olimpik, hem de dünya kupası takvimi dahilinde bir spor olmak için genç bile kaldı kadınlarda kayakla atlama. Özellikle gelecek sezon beni çok heyecanlandırıyor, favori olarak gösterildiğim bir dünya kupasında atlayışlar yapacağım, umarım hata yapmam."

"Geç kaldı dememin sebebi Vancouver bu arada" diyor Elena. "Vancouver benim için, aslında hepimiz için hayal kırıklığı oldu. Kurallara göre iki dünya şampiyonasının yapılmış olması gerekiyormuş kadınlarda kayakla atlamanın olimpik olabilmesi için, biz bunu bilmiyorduk, ki zaten bir kez dünya şampiyonası olmuştu bildiğin gibi. Kısacası büyük hayal kırıklığı oldu, ama kurallara göre sürpriz değildi."

Her sene giderek ünlenecek bir dünya kupası istiyor Elena. Haklı da, çünkü kayakla atlama heyecanı kadın erkek dinlemez. Özellikle izleyici sayısından çok memnun, zira özellikle Almanya, Avusturya ve İskandinavya gibi yerlerde en az erkekler yarışları kadar izlendi kadınlarda Continental Cup. Yalnız FIS'i uyarıyor; "Ama ilginin artması için çalışmalar yapılmalı. İlk sezon pilot sezon belki ama, takvime ilgi çekici şeyler eklenmeli bence."

 Tam bu noktada ağzının suyunu akıtacak bir şey soruyorum: "4-Tepe gibi bir organizasyon olsun ister misin?" İstemez mi? "Hem de çok isterim. Özellikle o bahsedilen karışık takım yarışı benzeri bir yarış dahilinde, kadınlar ve erkeklerin bir arada olduğu bir 4-Tepe inanılmaz keyifli olurdu."



2011 Universiade'da, Erzurum'daydı bildiğiniz gibi Elena ve çok da rahat kazanmıştı. Orayı sormadan bitireceğimi düşünmediniz herhalde? Tepeler hakkında çok olumlu Elena. "Bu kadar güzel olacaklarını düşünmüyordum. Antrenörlerimiz bizden önce gidip görüp anlatmıştı, ancak kendim gördüğümde bayağı bir şaşırdım. Çok keyifliydi atlayışlar ve tabii altın aldığım için de çok mutlu ayrılmıştım Erzurum'dan. Ama maalesef artık genç statüsünde değilim, 2012 Dünya Gençler Şampiyonası'na gelemeyeceğim. Yine de Erzurum'un yakında bir Dünya Kupası ağırlayabileceğini düşünüyorum, belki orada geri dönerim..."

Ekrandan taşan sevimliliğinin röportaja bulaşacağını düşünmedim desem yalan olurdu zaten. Kadınlarda kayakla atlama belki yeni, ama Elena o yenilik dönemi aşıldığında kesinlikle bu sporun en önemli figürlerinden birisi haline gelecek... Kim bilir, belki de Schlieri'nin karşılığı o olacak...

Röportaj: Ozan Sülüm


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder