4 Ekim 2012 Perşembe

Bir Yaz Sezonu Rüyası: Andreas Wank

Yeni kurallar, yeni atlamacılar, yeni yarışmalar, yeni, yeni, yeni... derken Klingenthal'deki mücadele sonunda kendi evinde şampiyonluk sevinci yaşayan Andreas Wank ile yine bir yaz sezonunu geride bıraktık böylece.

Geride bıraktığımız kış sezonunu dikkate alacak olursak eğer, nihai podyumu şaşırtıcı olarak nitelendirebiliriz: Andy Wank, Jurij Tepes ve Taku Takeuchi. Alt yaş gruplarındaki performansını bir basamak daha öteye taşımayı hedeflerken, o başarıları bile arar hale gelen genç Alman; Dünya Kupası sezonunu 22. sırada bitirdiğinde Yaz Grand Prix'i şampiyonluğuna ulaşabileceğine pek de ihtimal vermiyordu muhtemelen. Elbette üst düzey bir potansiyeli vardı, kayakla atlama ile yakından ilgilenen herkes Wank'ın günün birinde bu tip bir atılım yapabileceğini tahmin edebilirdi. Kendine güvenini yeniden kazanabilmesi için gerekli olan başarı, üst düzey Dünya Kupası macerası yaşamış sporcuların kendini nadasa aldığı bu dönemle atılım arayan Wank için eşi bulunmaz bir ilaç oldu. Almanların Schmitt'ten, ya da Hannawald'dan bu yana patlayıcı işler yapabilen, kitleleri peşinden sürükleyebilecek bir kayakla atlamacıya ihtiyacı olduğu aşikar. Wank bu konuda potansiyel vaat ediyor. Uzun vadede bu istikrarı yakalayıp yakalayamayacağını test etme vakti bugündür.


İkinci Tepes ve üçüncü Takeuchi, Dünya Kupası sezonunda fırsatını bulduklarında zirveye oynayabileceklerini zaten göstermişlerdi. Cıvataları biraz sıktılar, demirleri işletip ışıldattılar, podyumun gelmesi çok da zor olmadı zaten sonrasında... Diğer parlayanlara gelirsek: 19 yaşındaki Reruhi Shimuzu'nun adını hiç düşünmeden ilk sıraya yazmak gerekiyor. Genç Japon, istikrarlı bir şekilde puanları topladı ve klasman dördüncülüğünü kazanmayı başardı. Dünya Kupası sezonunda "Yaz Grand Prix'ini başarıyla geride bırakmış Polonyalı cenabetliği"ne kurban gitmemesini diliyorum tüm kalbimle. Polonyalı demişken, Leh kedisi Maciej Kot da güzel bir yaz geçirerek 5. sırayı aldı.

Simon Ammann ve Severin Freund, görece iddialı isimlerin en başarılıları olarak kapattılar bu yazı. Norveçliler kendilerini nadasa almış gibiydiler, keza Avusturyalılar da. Şapkadan neler çıkartacaklarını görebilmemiz için illa ki kışı beklememiz gerekiyor galiba...

Yeni kural değişikliklerimiz de oldu her zamanki gibi. Öncelikle şekil şemail: Kayakla atlama kıyafet kuralı değişti. Artık vücut boyuna daha uygun bir kesim söz konusu. Özellikle Avusturyalıları zorlayan bu durum yüzünden Zografski'den başka sporcular da diskalifiyeler yaşadılar yaz sezonu boyunca. Hatta Schlieri'nin ufak çapta sitemleri oldu yine, bu kez sporcu sakatlanmasının artabileceği yönündeki çekinceleriydi onu Hofer ile karşı karşıya getiren. Aerodinamik olarak haklı olma payı var, neticede sporcuların üzerindeki hava direnci eskiye göre daha dinamik olacak yeni kıyafetlerle; ancak nihai etkileri resmi olarak en erken Dünya Kupası sezonunda tecrübe edebileceğiz.

Bunun haricinde, artık koçlar kendi sporcusunun atlayacağı kapıyı seçebilecek. Bu konuda siftahı Klingenthal'de Alex Pointner yaptı. Başarılı oldu mu tartışılır, lakin artık oyunun içinde kapı değiştirme taktikleri de olacak!

Courchevel'de ilk karışık takım yarışımızı da yaptık, konsepti biraz garip olsa da ilginç bir tecrübeydi. Kış sporları konusunda erkeklerden hiç de geri kalmayan kadınları kayakla atlamaya dahil etmek için güzel bir girişim oldu, daha adamakıllı bir sistemle uygulanırsa sonuna kadar destekçisi olduğumu belirtmeden geçmeyeyim.

Dünya Kupası için geriye sayıyoruz artık: Lillehammer'de bir karışık takım, bir kadınlar, iki de erkekler yarışı ile sezonu açacağız. İlk atlayış 23 Kasım'da!

Bir de: YURTTA SULH CİHANDA SULH. İçimden geldi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder