Eh, atalarımız boşuna söylememiş; sakladık röportajı, geldi zamanı. Karşınızda bugünkü elemelerin galibi Romören!
Vikersund'daki takım yarışında Norveç'i neredeyse tek başına madalyadan eden eski bir kayakla atlama dünya rekortmeni... Kulağa ilk anda garip gelse de, bu sporun doğasında olan uç iniş çıkışlara küçük bir misal sadece.
Takım yarışı tamamlandığında kendi kendime bu hikayeden güzel bir muhabbet çıkabileceğini düşünürken bir de baktım ki özellikle Norveç'in en baba basın organları kendisinin etrafını ışık hızıyla sarmış bile. Zaten mental olarak tarumar durumdaki Romören, bedenen de sallanma emareleri göstermeye başlamıştı uzun süren soru cevap fasıllarının ardından. Yine de kendisine uzatılan hiçbir mikrofonu terslemedi, güzel güzel paylaşmaya çalıştı derdini. Yanıma ulaştığında resmen kış günü yağmur altında kalmış bir kedi yavrusu gibi zangır zangır titriyordu, bu yüzden fazla tutmadım kendisini. En kilit iki soruyu sorup uğurladım:
+ Björn, senin gözünden bugünü dinlemek isterim. Yanlış olan neydi?
Björn: Dürüst olmam gerekirse ben de bilmiyorum. Benim için korkunç bir gün oldu.
+ Hepimizin bildiği gibi eski bir dünya rekortmenisin. Yakın bir zamanda tekrar o seviyeye ulaşabileceğini düşünüyor musun?
Björn: (gülümseyerek) Bugünkü atlayışmarımdan sonra bunu söyleyebilmek çok zor, ama kendime inanıyorum ve... ve...
+ O zaman hala kendine inancın yeterli seviyede diyebiliriz değil mi, çünkü bence en önemli nokta bu olmalı şu aşamada.
Björn: Evet, kendime olan inancım hala üst seviyede. Bugün gerçekten aşırı derece kötü bir gündü. Zor bir sezondu, yine de sonlarına doğru benim adıma güzel işaretler göstermeye başlamıştı. Ama bugüne gelirsek, gerçekten fazlasıyla kötüydü.
+ Ara sıra bu tip durumlar olur be olm, sıkma canını...
Onun yüzünden kaybedişi sözcüklerle anlamlandırabilmek zor. Gözlerine baktım, sadece üzüldüm. Gerçekten üzüldüm. Şimdi dönüp bakıyorum da, gerçekten sağlam bir sporcu ruhu olduğunu net bir şekilde göstermiş o gün. Başarısızlık ile sıcağı sıcağına yüzleşebilmek kolay iş değil. Bunu o gün başarabildiği için bugün elemelerin zirvesindeydi diyebilirim gönül rahatlığıyla.
Norveç basınının kendisine yaklaşımına gelirsek, emin olun hepsi onunla birlikte üzüldü. Hiç kimse onun yüzünden üzülmedi.
Daha ne diyim?
Kayakla atlamanın doğduğu ülkeden de bu beklenir ;) :))
YanıtlaSilBjoern Einar Romoeren, benim kayakla atlama sporunu sevmeme sebep olan sporcudur. Onun sayesinde bu sporu ve bu sporu yapan tüm kayakla atlamacıları ayırmadan çok seviyorum.. Onun çabuk dağılan psikolojisini bile seviyorum. Umarım güzel bir yerde bu sporu bitirir ve yeni sporcular yetiştirir. Bu arada bir soru sorayım. Ne zaman bizim spor kanalları, sporun sadece futbol olmadığını anlayacaklar acaba? Kendime cevap vereyim. Hiç bir zaman.. Sevgilerimle. Esin D.
YanıtlaSilBen de sizin, sorunuza verdiğiniz cevaba ne yazık ki katılıyorum Sayın Esin D. Bu yüzden tamamıyla eurosportu takip ediyorum.
YanıtlaSilBugünkü yarışta özellikle birinci ayakta, Bjorn Einar Romoeren' ın gösterdiği başarıya da yürekten sevindiğimi belirtmek istiyorum. Yarınki takım yarışında ve sezonun son bireysel yarışmasında da inşallah herşey yolunda gider. Gitmese de kendisini hep destekliyorum zaten. Yeter ki o motivasyonunu kaybetmesin.
Ve Sayın Ozan Sülüm, yorumlarınızla kayakla atlama yarışlarını izlemek bir keyif gerçekten. Çok teşekkürler...
Sevgiler Banu Ö.
Sevgili Banu Ö..
SilBen de Eurosport'dan başka spor kanalı seyretmiyorum desem yeridir. Yalnız işyerinde ne yaptı isem, internetden Eurosport Türkiye'i canlı izleme şansı bulamadım. Yalnızca genel yayın var ve o da Türkçe olmadığı için zevk alamıyorum.. Bu arada Bjoern Einar bugün 213m atlamış. Bu seneki skorlardan sonra bu atlayış "iyi" diyorum.. Ozan sülün'e ve Eurosport'un tüm yorumcularına ben de teşekkürlerimi iletiyorum. Sevgilerimle.. Esin D.