4 Aralık 2011 Pazar

Lillehammer | Kadınlar, Kofi ve Diğerleri

3 Aralık 2011, Lillehammer. İlk kadınlar Dünya Kupası mücadelesi...

Kayakla atlama tarihinde yeni bir adım atıldı. Kadınlar için kayakla atlama, 2014 Soçi öncesi pek çok genç sporcunun ısındırılmaya çalışıldığı bir alan, bu da demek oluyor ki kısa vadede yeni yıldızların sivrilebilmesi için şartların uygun olduğu bir konumda. Bunu doğrularcasına, henüz 1994 doğumlu genç bir sporcu olan Sarah Hendrickson'un rampadan ilk çıktığı andan itibaren gösterdiği şaşırtıcı dominasyonu, tarihin ilk yarışındaki birinciliğini beklenenden çok daha rahatça ilan etmesini sağladı. İkinci sırayı 95 doğumlu olmasına rağmen kadınlar kayakla atlaması mevzubahis olduğunda ilk akla gelen isimlerden olmayı çoktan hak eden Coline Mattel, üçüncülüğü de Alman Faisst elde etti. Şimdiden takip edilsin diye ekliyorum, Japon sporcu Sara Takanashi de istikrarlı iki atlayış ile 5. sırayı aldı. Neden özellikle Takanashi? Çünkü 2011 yılında Estonya'nın Otepää kasabasında düzenlenen FIS Dünya Gençler Şampiyonası'ndan beri (şampiyona dahil) son yirmi yarışmasından dört adet birincilik, beş adet de ikincilik çıkartmayı başardı, yani müthiş bir istikrar yakalamış durumda. Henüz 1996 doğumlu olduğunu da hesaba katarsak, sansasyonel başarılara ulaşması yakın dersek yanlış olmaz.



Gelelim erkeklere. Kofi ve diğerlerinin mücadelesinde diğerlerinden henüz dikkate değer bir atılım gelebilmiş değil. Ev sahibinden başlayalım, Bardal'in dereceleri haricinde darmadağın bir Norveç takımı vardı Lillehammer'de. Özellikle Evensen, Romören, hatta Hilde gibi tecrübeli sporcular evlere şenlik derecelere imza attılar. Stöckl ve bahsettiği güven sorunu kısa vadede aşılabilecek gibi görünmüyor. Genel klasmanın ilk sıraları Orta Avrupalılarca işgal edilmiş durumda ve İskandinavların, özellikle de sporcu potansiyeli en umut verici ülke olarak görünen Norveç'in bu başlangıcı değiştirebilmek için sükunetini bozmadan, her düşüşünden dersler çıkartarak ilerleyebilmesi gerekiyor.

Kofler ve Bardal haricinde Freitag, Schlieri, Zyla, Morgi, Koudelka ve de sezonu yeni açan Simi istikrarlı sayılabilecek isimler olarak göründüler. Bu cümlede anlatımı bozan kişi kim diye sorsam? Evet, Zyla. Kariyerinin en iyi dünya kupası derecesini elde ederek (yedincilik) ülkesinin yalnızca tek sporcuyla temsil edilebildiği geniş tepe mücadelesinde Malysz'in mirasını bizlere unutturmamış oldu. Dikkati çeken bir nokta da, rüzgarın özellikle geniş tepe mücadelesinin neticesini ciddi manada etkilediği oldu. İlk turda çok ciddi bir karşıdan rüzgar bulan Tepes ve Morassi inanılmaz mesafelere ulaştılar. Rüzgar faktörü kesintileri elbette puanlarını ziyadesiyle düşürdü, fakat yine de birinci tur bittiğinde tepede kalmayı başarmışlardı. Bu iki isim dışında, özellikle Bardal, Schlieri ve Morgi'nin atlayış anlarındaki rüzgar koşullarındaki çok ciddi değişiklikler sporcuları ciddi manada zorladı. Hele hele Schlieri'nin hem kapı, hem de rüzgar faktörü yardımı ile düzeltilen puanları o kadar fazla ki, atlayışları neticesinde aldığı puanlar birkaç kez rafine edilerek anca neticelendirilmiş desek abartmış olmayız...

Sonuç olarak, Kofi diyor ki arka arkada üç zafer harika, lakin Dünya Kupası uzun. Önümüzdeki rampalara bakacağız. Kadınlar diyor ki biz de varız. Önümüzdeki rampalara bakacağız. Bari bizler de göğe bakalım, üstat demişleyin...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder