4 Nisan 2012 Çarşamba

Peter Prevc Röportajı

Benden küçük sporcu görünce biraz daha gömülürüm koltuğuma, göbeğime bakarım. Hentbol mentbol oynadım, hala da filinta insanım, bakmayın göbeğim var dediğime de, profesyonel bir spor yapaydım ne bileyim...

20 Eylül 1992 doğumlu, Sloven bir genç Peter Prevc. Uzun süredir dikkatimizi çekiyor, uzun süredir Slovenya'yı sevsin sevmesin herkesin desteğine maruz kalıyor. Schlierenzauer familyasından, henüz 16 yaşındayken büyük adımı attı, daha 20 yaşındayken "artık bu tecrübeyle bir podyum görmesi lazım" dedirtiyor. Onun işi de zor, bu yaşta tecrübelenmek, zor...

Güzel ama şanssız bir sezon geçirdi Peter. Podyuma çok yaklaştı, müthiş atlayışlar yaptı ve bir anda favoriler arasında buldu kendisini. Sonra büyük bir düşüş, yaralanan bir köprücük kemiği... Nasıl başladı, nasıl bir sezonu geride bıraktı, gelecekte ne yapmak istiyor, bir de ona sorduk.



Röportaj teklifimizi kabul ettiğin için teşekkür ederiz Peter, hemen giriş için kendi ağzından Peter Prevc'in kayakla atlama hikayesini okuyalım mı?

8 yaşında başladım kayakla atlamaya. Evimiz tepelere yakındı, o yüzden tepeler hep ilgimi çekerdi, arkadaşlarımda gidip atlardık. 10 yaşında ilk kez doğru düzgün bir atlayış yaptım güzel bir tepeden, babam da ilgimin çok olduğunu gördü, daha o gün gidip SK Triglav Kranj'a yazdırdı beni. Böyle başladı hikayem. Zaten çok sevilen bir spor ülkemde, ben de rahatlıkla istediğim sporu yapabildim. 

Tam böyle demişken sorayım, nereden geliyor Slovenlerin bu kayakla atlama sevgisi?

Biz sadece kayakla atlamayı değil, sporu çok severiz. Kış sporlarının ayrı bir yeri var tabii ama kayakla atlamanın bu kadar sevilmesinin sebebi Planica gibi bir yere sahip olmamız. Çok büyüleyici ve küçük çocuklar orada yarış izlediğinde etkileniyor. Zaten kayakla atlama kesinlikle çok izlenesi, bol adrenalinli bir spor, e bu da cazibesini artırıyor.

Belli bir hedef için mi başladın, yani çok iyi bir kayakla atlamacı olmak için mi adım attın bu spora, yoksa birçok kayakla atlamacı gibi adrenalin açlığını köreltmek için mi?

Başta sadece sevdiğim içindi. Aslında çok fazla sporu bir arada götürüyordum çocukken. Ancak tabii kayakla atlama bambaşka bir spor ve kayakla atlamada kalmayı tercih ettim. Tabii ki artık hedeflerim var.

Başlangıçtan hemen sonra müthiş bir gençler kariyeri yaşadın. Dünya Gençler Şampiyonalarının en başarılı isimlerinden birisin, yine küçük yaşta Continental Cup'ta çok iyi işler yaptın. Tüm otoriteler senden beklentilerini tepeye çıkardı bu başarıların sonrasında. Peki bu baskı yarattı mı hiç?

Evet, Dünya Gençler Şampiyonaları özeldir ve ben de madalya almayı başarmış insanlardan biriyim. 2010'daki madalyam sonrasında evime döndüğümde insanlar, koçlarım özellikle "bu sadece başlangıç" demişti bana. O zaman hem bu yolun benim için zor olacağını anlamıştım, hem de önümdeki bu zor yol çok büyük bir merak ve keyif uyandırmıştı. Eğer iyi düşünürseniz, olumlu bakarsanız beklentilere, her şey güzel oluyor. 

Bu sezona gelelim. Tam zirveye çıktığında büyük bir düşüş yaşadın ve ciddi bir sakatlık geçirdin. Tedavi sürecin nasıldı ve şu an ne durumdasın? Türk hayranların bayağı endişelendi senin için zira, onlara bilgi verelim.

Bu tip kazalar hep olur. Çok risk aldım ve inan havadayken aldığım riskin kontrolden çıktığını anladım, yapamadım yani. Üzülmüyorum, nasılsa iyileşeceğim ama bazen atlayışı izliyorum kayıtlardan, kendi kendime "vay be ne biçim atlamışım" diyorum, anlam veremiyorum yani. Gelecek hafta omzuma takılan metal çıkarılacak, ufak bir operasyon var, sonrasında da artık gelecek sezona odaklanabileceğim sağlıklı bir şekilde.



Hem senin, hem de takım arkadaşlarının performansı çok yükseldi. Bir koç değişikliği yaşadınız, Goran Januş'un gelmesi de çok yaradı sanki. Bu değişikliğin sebebi Goran Januş mu?

Açıkça söyleyeyim, değişikliğin sebebi tam olarak nedir, hiçbirimiz bilmiyoruz. Belki de dediğin gibi Goran Januş'un takıma getirdiği havadır. Sadece ona bağlamamak lazım ama. Geçen yazın başından beri acayip çalışıyoruz ve bu istekli çalışmanın bir karşılığı aldığımız sonuç. Yine Goran'ın yardımcıları Jani Grliç, Nejc Frank ve Matjaz Polak'ı da anmadan geçmeyeyim, onlar da inanılmaz yardımcı oluyorlar. Ama yeni koç kadrosunun özel bir hava getirdiği açık.

Yine Erzurum'da da çok iyi bir iş çıkardı bizimkiler. Nejc ve Jaka madalya aldılar, şampiyon çıkardık. Genç takım bayağı iyi. Hem benim için de iyi oldu, artık A Takım'da en genç ben olmayacağım gelecek sezon.

Herkes senin bir normal tepe uzmanı olduğunu söylüyor. Ancak bu sene kayakla uçma tepelerinde de harika iş çıkardın. Ne değişti peki?

Ne mi değişti? Sebep olarak ne gösterebilirim... Sanırım havadaki pozisyonumda değişiklik yaptım sonunda. Uzun süredir uğraşıyordum zaten. Ama bu daha başlangıç. Daha geliştirmem gereken ve benim de geliştirmek istediğim çok özelliğim var.

2014'te, Soçi'de yapılacak olimpiyatları sormak istiyorum. Gelişiminde olimpiyat hedefine dayalı bir çalışma var mı? 

Soçi'ye daha çok yol var. Takım için de, bireysel olarak da hedef belirtmek anlamsız olur şimdiden. Ama Slovenler olarak müthiş bir iş yapacağımıza söz verebilirim.

Yavaş yavaş kayakla atlama dışına döneceğim ama önce şu çok eleştirilen rüzgar-kapı formülü hakkında ne düşünüyorsun onu öğrenmek istiyorum. Eleştirilen haklı mı gerçekten?

Bence hayır. Bu kadar eleştirilmesi yanlış. Bence bu uygulamayla yarışları biraz daha kurala dayalı, biraz daha akıcı hale getirebiliyoruz. Ama şunu da söylemeliyim ki bu bir dış alan sporu, salon sporu değil. Ne kadar matematik koyarsanız koyun olmuyor, doğayı yenemiyorsunuz.


Peki bu kadar kayakla atlama yeter. Özel hayatında neler yapıyorsun, tüm o antrenman ve yolculuklar dışında?

Aslında sıkıcı bir adamım. Çok fazla zamanım yok zaten dediğin gibi. Spor dışında internette takılıyorum bazen, ya da sorular falan geliyor, onları yanıtlıyorum. Çok bir şey yapmıyorum yani.


Peki idolün? Seni en çok etkileyen kayakla atlamacı kim?

Robert Kranjeç. Kesinlikle çok büyük bir sporcu. Müthiş çalışkan, hep motive. Onunla olmak büyük keyif. Çok saygı duyarım.


Favori tepen hangisi?

Oslo-Holmenkollen ve Zakopane-Wielka Krokiew.

Çok gençsin ve senin yaşıtların kayakla atlamaseverlerin büyük çoğunluğunu oluşturuyor artık. Bu nasıl bir duygu? Hayranlarının olması neler hissettiriyor?

Zorluğu yok, onu söyleyebilirim. Genç olmak daha kolay zaten, çok fazla düşünmüyorsunuz ne yapacağım diye, çıkıp atlıyorsunuz. Yine genç jenerasyonun spora olan ilgisinin artması da çok güzel, akranlarınızla yarışıp, akranlarınızı eğlendiriyorsunuz bir anlamda.

Son olarak Türkiye'yle ilgili bir soru sormak istiyorum. Yavaş yavaş gelişiyor ülkemizde bu spor ve aileleler yeni yeni gelişen bu sporu çok bilmediklerinden, çocuklarını yönlendirmiyorlar pek. Onlara neler söylemek istersin?

Öncelikle şunu söyleyeyim, ki herkes söyler, kimse inanmaz aslında, kayakla atlama dünyanın en güvenli sporlarından bir tanesi. Düşme riskiniz, hata yapmanızla doğru orantılı, ki hangi sporda hata yaparsanız yapın, bir yara alırsınız. 

Hayatımdaki en büyük zevk şu anda kayakla atlama. Hem yapmak için sabırsızlandığınız bir şey, hem de size para kazandırıyor, düşünsenize. Hayata tutunma amacı oluyor bir süre sonra. Her ne kadar tehlikeli gibi gözükse de, hem sanıldığı kadar tehlikeli değil, hem de aslında her türlü tehlikeye değer. Yani kısacası, kesinlikle başlanması gereken bir spor.

Çok teşekkürler Peter, umarım yakın zamanda eski sağlığına dönersin ve seneye seni tepede izleriz.

Ben teşekkür ederim.




Röportaj: Gülce Dilem Dever

Yazı: Ozan Sülüm

2 yorum: