“Bekledik bunu çok bekledik!” diye
bağırır Ali Sami Yen'de Sabri Ugan, Galatasaray'ın Athletic
Bilbao'yu 90+'da Hagi'nin attığı golle yendiği maçta, Hagi'nin
efsanevi golünden sonra... De, bizimle ne alakası var?
Biz de bekledik bunu çok bekledik.
Yeri geldi çimerek avuttuk kendimizi Yaz Grand Prix'sinde, yeri
geldi Youtube'dan kayakla atlama vidyosu izledik, geçirdik zamanı
Kasım sonuna, 2011-12 Kayakla Atlama Dünya Kupası Sezonu'nun
başlayacağı güne kadar... İşte geldi o gün.
Önümzde yine çok keyifli bir dönem
var. Kasım sonundan, Mart sonuna kadar haftada en az bir, bazen iki,
hatta üç durakta keyif yaşayacağız. Özellikle 4 Tepe Turnuvası
ve Vikersund'da yapılacak Dünya Kayakla Uçma Şampiyonası
dönemlerinde kalitenin çok yukarı çıkmasını bekliyorum.
Tek tek sezon önbakışı yapayım
madem söz verdiğim gibi. Uzun olacak, ona göre, özet geçmem.
Takımlara Genel Bakış
Sezonun en karışık noktası yine bireysel klasman olacak tabii ki.
Sezon başında birisinin çıkıp domine etmesi çok zor gözüküyor,
zira yaz dönemi sonrasında doğru düzgün kar üzerinde antrenman
yapabilen yok. Böyle düşünürsek, geçen seneki gibi erken kopup
gidecek, tek kişiye endeksli bir genel klasman beklememek lazım.
Tabii böyle diyorum ama sonra Altan Tanrıkulu gibi “0-0 en son
ihtimal” deyip kalabilirim de. Kayakla atlama enteresan oyun
sevgili Yalçın.
Avusturya'da yaz dönemini domine eden yine Morgenstern'di. Ancak
gözlemlediğim kadarıyla son dönemde biraz motivasyonunu kaybetti
Morgi. Geçen sene neredeyse her şeyi kazandı ve çok uzun süre
tepede yalnız kaldı, dolayısıyla motivasyon kaybetmesi normal. Yine yazın sonuna doğru, özellikle son ayakta harikalar yaratan
ve eskiye dönen bir Schlieri var bildiğiniz gibi. Onun neredeyse
son 1.5 seneyi boş geçirdiğini düşünürsek, erkenden başarıya
alışan bir adamın kariyerini tekrar hale yola koymaya çalışması
ve bunda başarıya ulaşmaya başlaması ne denli büyük bir
motivasyondur gelecek sezon için, tahmin edebilirsiniz. Bana göre
Morgi'nin bu seneki en büyük rakibi önce kendisi, sonra Schlieri
olacak.
Tabii Avusturya'da ön plana çıkanlar sadece onlar değiller. Geçen
seneyi istediği gibi geçiremeyen ikili, Andi Kofler ve Martin Koch
da yine üst sıraları tehdit edecekler. Martin Koch'un bu seneki
asıl hedefi, o çok sevdiği kayakla uçma tepelerinin en büyüğünde
dünya şampiyonluğuna ulaşmak şüphesiz. Koffi içinse bir tek
hedef belirlemek zor gibi. O yine “her yerde ilk 5” hedefiyle
başlayabilir sezona. Wolfgang Loitzl için aynı bir paragraf açılır
normalde ama, o da bunu pek istemiyor gibi artık. Motivasyonunu tam
anlamıyla sağladığında hala ciddi bir tehdit, ama o da sezona
“Benim hedefim şudur beyler” diye girmeyenlerden. Onların
dışında Manuel Fettner, Michael Hayböck, Lukas Müller ve Andreas
Strolz gibi “Ulusal” isimler de sezon içinde birkaç sürpriz
gösterebilir bizlere. Son olarak 1 senedir hiçbir yarışa
katılmayan ve nihayet bu sene başındaki hazırlık döneminde
atlayışlar yapan David Zauner'i ben merakla bekliyorum. O deli
hiçbir şey olmamış gibi tekrar dev tepelerde ilk 5 yapabilir
rahatlıkla.
Norveç'te ciddi sorunlar olduğunu gördük yaz boyunca. Sene
başında antrenör değişikliği yapıldı biliyorsunuz. Yıllardır
takımı çalıştıran Mika Kojonkoski emekli oldu, yerine
Avusturyalı Andreas Stöckl geçti. Mis gibi “koyonkoski” diye
okuyordum adamın ismini, şimdi işin yoksa en heyecanlı anlarda
“Ştökl” diye ıkın... Neyse. Andi Stöckl, Avusturya'nın o
güçlü üst beden antrenmanlarını Norveç'e uygulamaya başladı
yazın başında. Amaç daha güçlü çıkışlar, en güçlü
rüzgarda bile sağlam durabilen sporcular. Bu sisteme alışmak
biraz zor oldu “Norge” için, ama gitgide toparlanıyorlar. Tom
Hilde onların en büyük silahı olacak bu sene. "Kariyerimin en iyi
dönemindeyim" diyor kendisi, ki bunu biz de söyleyebiliriz 2 yarış
izlersek. Yine Anders Bardal, ki geçen sene sonunun yıldızlarından
biriydi, Anders Jacobsen'in yokluğundan doğan boşluğu kapatabilir
hem tecrübesi, hem de yeniden kazandığı motivasyonuyla.
Bu ikilinin dışında sıkıntı var bence Norveç'te. Johan Remen
Evensen bir rekor kırdı, o günden beri saçmalıyor. Hem büyük
tepelerde, hem küçük tepelerde ikinci tur bile görememeye başladı
ki, bu Stöckl için ciddi sıkıntı, onu bir an önce toparlaması
lazım. Yine sakatlık sorunları da büyük bir etken olacak onların
başarısında. Zira tekrar toparlanmaya başlayan Björn Einar
Römoren'de bel fıtığı çıktı. Kendisine bel çekmeyi teklif
ettim ama anlamadı allahtan. Tüm bunların dışında, Ole
Marius İngvaldsen gibi gümbür gümbür gelen bir adam da var
tabii. Stöckl'ün bir anda üst seviyeye çıkardığı bu adam,
sezonun en büyük sürprizlerini yaşatabilir bana göre.
Polonya ve Almanya'yı aynı paragrafa sığdırmaya çalışacağım.
Polonya'da artık Malysz'in eksikliğinin hissedilmeyeceği
kesinleşti. Hatta Kamil Stoch bu seneki favoriler arasında bana
göre. Ona destek verecek çok fazla adam var, ki Lukasz Kruczek (3
kere baktım nasıl yazılıyor diye) “Bu sene atletlerimin her
şeyi başarabilecek gücü var. Tecrübe ya da yetenek eksikliği
yok. Takımlarda favori olduğumuzu düşünüyorum. Ayrıca Kamil ve
Piotr bu sene genel klasman ilk 5'i görebilecek denli formdalar.”
dedi geçen gün FIS'e. Haklı da adam. Almanya biraz daha farklı.
Onlarda her şey Severin Freund-Martin Schmitt-Stephan Hocke-Michael
Neumayer dörtlüsünün performansına bakıyor ama, içlerinde
Severin Freund dışında bireysel olarak birilerini zorlayabilecek
adam yok gibi. Stephan Hocke geç gelen şöhretin tadını çıkarmaya
çalışacak bu sene. Tecrübeli abiler Neumayer ve Schmitt ikilisi
de değişen takımın kaptanlığını yapacak, tecrübe
aktaracaklar.
Finlandiya ve Japonya'ya da özel bir paragraf ayırmalıyım.
Finnair, sakatlıklarla boğuşmaya devam ediyor. Tam Ahonen
bırakıyor ama Ville Larinto yetişiyor derken, neredeyse kariyeri
sona erecek Larinto'nun. İki kez üst üste diz bağları koptu genç
sporcunun ve nasıl dönecek, hiç belli değil. Yaz boyunca kendini
saklayan Matti Hautameki'nin de sezona nasıl gireceği merak konusu.
Bana göre o da kendisini 4 Tepe'ye saklıyor birçok kişi gibi.
Janne Haponen de yine sakatlık sonrasında merakla beklenenlerden
bir tanesi, ki antrenman dönemini kötü geçirmediğini söylemek
lazım. Son olarak, artık tecrübesizliğini atan Anssi
Koivuranta'nın bir patlama yapmak için son senesi. Yoksa sıradan
bir adam olarak hayatına devam edecek. Japonya ise eski tas eski
hamam. Tek bir formda sporcuları var aynı geçen seneki gibi ve
tüm başarı ona odaklı. Taku Takeuçi geçen sene Daiki İto'nun
çektiği gibi baskı stresinden doğan bir acı çekecek mi,
göreceğiz. Tek bir not daha Japonya ile ilgili: Yaz Grand
Prix'sinde parıl parıl parlayan Junşiro Kobayaşi, geçen sene
Vladi Zografski'nin bıraktığı tadı bırakabilir damaklarda bu
sene. Tabii abilerinden yer kalırsa.
Simi'yi atlamadım elbet. Evli adam artık, eşine zaman ayırıyor.
Evinde bol bol. “Şimdi kim gidecek antrenmana yea” demiyor ama çok da zorlamayacak kendisini Dünya Kupası için. Tek bir hedefi
kaldı artık hayatta; 4 Tepe Turnuvası. Geçen sene de bunun için çok
uğraşmıştı, ancak Morgi müthiş formuyla işi ilk iki ayakta
bitirmişti. Eğer bu sezon 4 Tepe'yi kazanırsa, sene sonunda veda
edeceğiz Simi'ye, görünen o. Aksi takdirde kariyerindeki tek eksik
için savaşıp duracak sezonlar boyu.
Çek Cumhuriyeti'nde Roman Koudelka, Slovenya'da ise Peter Prevc ve
Robert Kranjec, sezonun güçlü isimleri arasına girebilir. Yine
altın çocuk Vladi Zografski'yi de bir kenara saklamak gerekiyor.
Gönül isterdi ki bu son paragrafı hiç yazmayayım, hatta bu
paragrafın konusu olan adamı birkaç satır yukarıda, favori
olarak yazayım... 90 doğumlu, son 2 senenin en iyi genç
yeteneklerinden, Rusya'nın Soçi'deki en büyük madalya umudu olan
Pavel Karelin'i, saçma sapan bir trafik kazasında kaybettik yazın.
Şoför koltuğunda kendisi vardı, biraz dikkatsizlikten sonra hava
yastıkları açılmadı ve ölüm onu kayakla atlamadan kopardı...
Bu sezon Rusya onun için yarışacak, biz de onu bol bol anacağız.
Öldü diye unutulmadı ya?
Tahminler
Bay Tahmin benzeri bir tahmin bölümü olmayacak tabii ki bu. Ama
favorileri bir yazmak lazım sanırım köşeye bir yere.
Dünya Kupası - Bireysel
Bireysel genel klasmanda ben yine Morgi, Stoch ve Schlieri'nin ilk
sıra için kapışacağını, onların yanına Koffi, Koudelka,
Takeuçi vs... gibi “kovalayıcılar”ın gireceğini düşünüyorum.
Yine ilk 10 içerisinde sezonun genç isimleri, Zografski, Prevc gibi
sporcuların olması da gayet olası. Benim kişisel olarak
şampiyonluk adayım Stoch. Ama mantık olarak Schlieri daha ağır
basıyor. Göreceğiz.
4 Tepe Turnuvası
Düşün düşün içinden çıkamadığım, hiçbir şekilde tahmin
yapamadığım yegane noktasıdır sezonun. Geçen sene Morgi içine
etmişti ilk 2 ayak sonrasında farkı açıp kazanmayı
garantileyerek, ama bu sene öyle olmayacak bir aksilik olmazsa.
Simi en büyük aday bence. Planlarını tamamen bunun üzerine kurdu
artık. Kaçışı yok. Yine bu turnuvayı hiç kazanamamış olan
Matti Hautameki, Gregor Schlierenzauer, Tom Hilde gibi isimlere
dikkat etmek lazım. 4 Tepe bir motivasyon işi. Bütün sezon bunun
için hazırlananlar şüphesiz ki en büyük favoriler olarak
gidecekler efsane turnuvaya...
Dünya Kupası – Takım
Avusturya şampiyon olur. Şaka şaka, o kadar değil tabii. Yani
yine şampiyon olacaklar da, bu sene işler bana göre biraz daha
karışık olacak. Özelikle Polonyalı gençlerin Avusturya'yı çok
fazla zorlayacağı yadsınamaz bir gerçek. Yine Norveç, özellikle
Vikersund'da, Dünya Kayakla Uçma Şampiyonası'nda çok zorlayacak
onları. İşler iyi giderse bir de Almanya var, e daha ne olsun?
Dünya Kayakla Uçma Şampiyonası
Johan Remen Evensen ve Martin Koch kapışması olacak desem çok mu
erken konuşmuş olurum acaba? İçimden sadece bu geçiyor desem
yeridir. İki dev tepe sevici, kariyerlerindeki en doygun noktaya
ulaşmak için kapışacaklar, biz de onları keyifle izleyeceğiz.
Ha başkası gider rekoru kırar, şampiyonluğu alır, bilemem. Anca
bağıra bağıra anlatırım, alkışlarım ben.
Bu kadar uzun yazıda hiçbir şey anlatamamış olmak bana asıl
koyan. Neyse, 25 Kasım'dan sonra bol bol anlatacağız artık,
keyifli sezonlar.
bekliyoruzzzz!!! bekliyoruzzz!!!
YanıtlaSilVeee kış sezonu kadar merakla beklediğim, en keyifli yazı..
YanıtlaSilBenim favori sporcum Schlieri.. Favori takımdan bahsetmeme gerek bile yok bence.. Vee dört tepe.. Onun hakkında yorum yapmam mümkün değil.
Herşeyden önemlisi bu sene göreceğimiz rekabet çok keyifli atlayışları getirecek..
Björn Einar Römoren'e bel çekmeyi teklif etmek. Çok iyi :D