Oslo’da düzenlenecek olan Dünya Şampiyonası’na çok kısa bir süre kaldı. 23 Şubat’ta başlayacak ve 6 Şubat’ta sona erecek şampiyona. Ve iki hafta boyunca kış sporlarına doyacağız. Norveç kış sporları dendiğinde her zaman akla ilk gelen ülkelerden olmuştur ve 1999 yılından beri de madalya sıralamasında en tepede yer alan ülke. Bu sene de kendi evlerinde bunu başarmak için çok büyük bir şansları var.
1924 yılından beridir yapılan Dünya Şampiyonası’nda Norveç’in şuana kadar tam 94 altın madalyası var. Ve bir ülke için 100. altın madalyasına kendi evinde ulaşmak çok büyük bir rüya olsa gerek. Oslo daha önce 1930, 1952, 1966 ve 1982 yıllarında şampiyonaya ev sahipliği yaptı ve şimdi 2011’de beşinci kez ağırlayacaklar kış sporlarını. Holmenkollen’deki son Dünya Şampiyonası’nda kayakla atlamada Nykaenen geniş tepeyi, Avusturyalı Armin Kogler normal tepeyi kazanmıştı. Takımlarda ise Norveç altın madalyaya ulaşmıştı.
Şampiyonluğun en büyük adaylarına kısaca bakacak olursak;
Thomas Morgenstern: Morgi belki de Oslo’da en rahat olacak olan isim. Dört Tepe’yi de kazandı, Dünya Kupası’nı da. Bu sezona dair bütün hedeflerine ulaştı ve kafası gayet rahat bir şekilde atlayabilecek Oslo’daki Dünya Şampiyonası’nda. Bir süredir Dünya Kupası’nda birinciliğe ulaşamasa da Morgenstern her yerde Morgenstern’dir. Henüz kariyerinde Dünya Şampiyonluğu bulunmasa da bu sene alması çok muhtemel.
Simon Ammann: Simi Dünya Şampiyonu olmayı biliyor. Dahası şampiyon olmayı biliyor. 2007’de Sapporo’da bunu başarmıştı. Zaten tam bir büyük turnuva adamı.
Her ne kadar Vancouver’dan bu yana çeşitli motivasyon ve konsantrasyon sorunları yaşayıp en yüksek performansını göstermekte sıkıntılar yaşasa da zaman zaman kayakla atlamaya dair kazanılabilecek hemen herşeyi kazanmış biri olarak mental açıdan çok kuvvetli olduğunu söylemek yanlış olmaz. Oslo’daki tepeyi de sever ayrıca.
Adam Malysz: Uçan bıyık dört kez Dünya Şampiyonu oldu; hepsi bireysel yarışlarda. Ve büyük efsane Matti Nykaenen bile bunu başaramamıştı. Bu seriyi beşlemekten büyük mutluluk duyacaktır uçan bıyık. Bu sezonla birlikte toplamda 39 Dünya Kupası galibiyetine ulaştı ve çok az sporcunun yapabileceği bir şeyi yapıyor her seferinde; büyük yarışlarda en büyük performanslarını sergiliyor.
Andreas Kofler: Andreas Kofler de büyük turnuvalarda büyük işler yapabileceğini harika işlerle göstermiş birisi. Dört Tepe şampiyonluğununun ve takım yarışlarında kazandığı altınların yanında Torino’da bir de gümüş kazanmıştı ki altını sadece 0.1 puanla kaçırmıştı. Avusturya gibi bir kadronun içinde, dahası Schlieri ve Morgi’nin varlığında, biraz gölgede kaldığını söyleyebiliriz ama “ben burdayım” demesini en iyi bilen kişi olduğu da bir gerçek. Zaten kendisi de bu durumdan hiçbir şekilde şikayetçi olmadığını çok kereler dile getirdi. Üzerinde çok az baskı olacak ve bu da ona Oslo’da bireysel yarışlardan bir madalya getirebilir. Vikersund’da yer almayıp Avusturya’da antrenman yaparak geçirdi aradaki vakti. Norveç’te de bütün ilgi Morgi ve Schlieri’nin üzerinde olacak ki bu da 2009’da Dört Tepe’yi kazandığı senaryonun bir benzeri demek. Herşeyin ötesinde; Holmenkollen’in tepe rekoru bu adamın elinde.
Gregor Schlierenzauer: Schlieri sakatlığı yüzünden Dört Tepe’yi kaçırmıştı; Innsbruck ayağıyla dönmüştü belki ama onlar sadece ısınma atlayışlarıydı kendisi için ve toparlanamadı bir süre. Ve fakat Vikersund’ta kazandığı zaferlerle artık iyi olduğunu, en üst seviyeye tekrar çıkabileceğini gösterdi. Thomas Morgenstern kafa olarak en rahat gidecek kişi olabilir Oslo’ya. Fakat Dünya Şampiyonası’ndan önceki son iki yarışı da en tepede bitirerek Oslo’ya gitmenin motivasyonu.. İşte o bambaşka işler yaptırabilir Gregor Schlierenzauer’e. Vikersund’ta kayakla uçmayla döndüğünün sinyallerini vermişti. Şimdi sırada Oslo’da, kayakla atlamada neler yapabileceğini göstermesi var.
Tom Hilde: Bu genç adam Norveçliler’in pek de alışık olmadığı birşeye sahip bu sezon; istikrar. Norveçliler her zaman büyük atlayışlar gerçekleştirmiş, rekorlar kırmıştır. Bjorn Einar Romoeren’in müthiş atlayışları pek çok kayakla atlama severin hatırındadır. Fakat istikrar, çok Norveçliler’e göre birşey değil. Hilde bu sene bunu başardı. Sezon boyunca tam altı kez podyum görmesi yetmezmiş gibi epik bir şekilde de Dört Tepe Turnuvası’nın son ayağını, Bischofshofen’i kazandı. Morgi garantiledikten sonra tepede unutulmuştu Tom Hilde. Ama öyle bir atladı ki, resmen Morgi’den rol çaldı, kısa bir süreliğine de olsa. İstikrarının ve yeteneklerinin de yanına katacağı birşey var ki sadece 5 kişinin sahip olacağı bir şey; kendi evinde atlayacak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder